29 Temmuz 2012 Pazar

Mini Test; 3 Soruda Karakter Analizi


Bu karakter analizinin sonunda hayatta neye değer verdiğinizi, neyin sizin için en önemli şey olduğunu ve daha birçok şeyi göreceksiniz..

Dalaylama Karakter Testi karakteriniz hakkında size ipuçları veriyor. Sorulara cevap vermek çok kolay ama tek şart bir sorudan diğerine geçene kadar sabredin ve cevaplara göz ucuyla dahi bakmayın.

Sorulara teker teker cevap verirken yanıtlarınızı bir kenara not ederseniz, testin sonuna geldiğinizde iç dünyanınız hakkında bilgi edinebilmeniz daha kolay olacak.



İŞTE SORULAR 

Aşağıdaki hayvanlar arasında kendinize göre bir sıralama yapınız

·         İNEK       
·         KAPLAN    
·         KOYUN     
·         AT           
·         DOMUZ    

Aşağıdaki kelimelerin yanına onların size hatırlatığı ilk şeyi yazınız.

·         KÖPEK      
·         KEDİ        
·         FARE        
·         KAHVE      
·         OKYANUS  

Aşağıdaki renklerin size düşündürdüğü insanları yanlarına yazınız. Her rengin yanına sizi tanıyan ve sizin için önemli olan bir kişinin adı gelsin, aynı kişiyi tekrar etmeyin.

·         SARI          
·         TURUNCU     
·         KIRMIZI   
·         BEYAZ       
·         YEŞİL   

Ve Cevaplar;

İlk sorunun cevabında yaptığınız sıralama hayatınızda nelerin öncelikli olduğunu gösteriyor.

·         İNEK         : Kariyer
·         KAPLAN : Gurur
·         KOYUN  : Aşk
·         AT            : Aile
·         DOMUZ : Para

2. Soru Cevapları;

·          Köpeği tarif biçiminiz kendi kişiliğiniz.
·         Kediyi tarif biçiminiz çocuğunuzun ya da eşinizin tarifidir.
·         Fareyi tarif biçiminiz düşmanınızı simgeler
·         Kahveyi tarif biçiminiz sekse bakış açınızı yansıtır.
·         Okyanusun tarif biçiminiz hayatınızın ta kendisi

3. Soru Cevapları;

·         SARI           : Asla unutmayacağınız biri.
·         TURUNCU : İyi ve güvenilir bir arkadaş
·         KIRMIZI     : Gerçekten aşık olduğunuz ya da çok sevdiğiniz biri.
·         BEYAZ      : Ruh ikiziniz.
·         YEŞİL       : Hayatınız boyunca yanınızda olacak, destek göreceğiniz kişi


Evine Rüzgar Gülü Kurduran Para Kazanacak

Yenilenebilir Enerji Yasası'yla apartmanlara kendi enerjisini üretip, fazlasını devlete satma imkânı getirilince şirketler harekete geçti. Icon Wind Enerji, 20 kw'lik türbin kuran 15-20 daireli bir apartmanın her ay 250 dolar kazanacağını belirtiyor

Türkiye'de elektrik talebi yüksek olunca enerjiyi paraya çevirme konusunda kafa yoranların sayısı da artıyor. Yenilenebilir Enerji Yasası'yla lisans almadan enerji üretenlere devletin kilowatt/ saat başına 7-11 dolar/sent arasında para ödeyeceğini açıklamasının ardından yıllardır bu alana yatırım yapanlar tek tek gün yüzüne çıkmaya başladı. Bunlardan biri de Icon Wind Enerji. Rüzgâr türbini üreten şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Alkış'ın ismini Türkiye Futbol Federasyonu seçimlerinde Yıldırım Demirören'e karşı aday olduğu sırada duymuştuk. Aynı zamanda Türk-Hint İş Konseyi Başkan Yardımcısı da olan Alkış rüzgâr türbinleriyle enerjide önemli bir adım atılacağı iddiasında. Alkış'a göre yüzde 95 yerli üretim olan dikey rüzgâr türbinleriyle apartmanlar, KOBİ'ler, okullar, camiler kendi elektriğini üretecek ve kullandığından fazlasını devlete satarak para kazanacak. Ayrıca 20 kilovat gücünde bir türbin kuran 15-20 daireli bir apartman, rüzgâr gülü yüzde 50 verimle çalışsa bile yatırdığı parayı maksimum 5 yılda geri alacak. Üstelik her ay 160 ila 250 dolar da para kazanacak. Şimdiden siparişler geldiğini, hatta şirketi bir Arap milyarderin istediğini anlatan Alkış, "Önce rüşdümüzü ispat edelim. Ortaklıklara sonra bakacağız" dedi.

Rüzgar Türbini Gelir Kapısı

* Ilk adım türbinin konulacagı yerde rüzgâr ölçümü yapmak. Türbin 2 metre/saniyelik rüzgârla (bayragı dalgalandıracak kadar olması yeterli) bile çalısıyor. Ancak sirket ölçümlerde minimum 5.5 m/sn siddet arıyor. Bu da saatte 20 kilometre hızla esen bir rüzgâr demek.
* 20 daireli apartmanda her daireye aylık 100 liralık elektrik faturası geldigini varsayarsak bu bir dairenin ayda 250-300 kilovat elektrik tükettigi anlamına gelir. 20 daire için toplam aylık tüketim 5 bin kilovat (20 daire çarpı 250 kw/h) oluyor.
* Söz konusu türbine göre hesaplama yaparsak; 20 kw/h'lik bir türbinin yüzde 50 verimle çalıstıgında aylık üretecegi elektrik 7 bin 200 kw oluyor. 5 bin kw tüketen apartman 7 bin 200 kw üreterek 2 bin 200 kw'yi devlete satıyor. 7.3-11 dolar sent alım yatıyla apartmana devlet ya da dagıtım sirketi 161-242 dolar para ödüyor.
* Ikinci adımda, türbinin ürettigi elektrigin dogrudan sehir sebekesine verilmesi var. Apartman/isyerinin çatısından sebekeye hat çekilip, apartmanın ne kadar elektrik ürettigini anlamak için bir trafo konuluyor. Apartman sakinleri eskisi gibi elektrigi kullanmaya devam ediyor.
* Yenilenebilir Enerji Yasası'na göre devlet fazla elektrigi vatandastan kilovat/saati 7-11 dolar sentten satın alacak. Alım yatı türbinin yerli kullanım oranına göre degisecek.
* Ay sonunda apartmanın rüzgâr türbininin ürettigi elektrik ile kat sakinlerinin tükettigi miktar hesaplanıyor. Aradaki fark apartmanın lehine ise dagıtım rması, bu apartmana ürettigi elektrigin parasını ödüyor.

Asker İçin Özel Tasarım

Alkış, Türkiye'de 8.5 milyon bina, 45 bin okul, 13 bin akaryakıt istasyonu, 90 bin cami, 253 bin KOBİ olduğun belirterek potansiyelin büyüklüğüne dikkat çekti. İlk türbini geçen yıl Ülker'in Topkapı'daki fabrikasının çatısına yaptıklarını anlatan Alkış, "Şu anda Kilis'te birkaç KOBİ ile Bodrum'da villaların çatısına konuldu. Silivri'de de bir köye uygulanıyor. Terzi usülü isteğe göre 1, 5, 10, 25 ya da 50 kw'lik sistemler kurulabiliyor" dedi. 65 ülkede patent aldıklarını anlatan Alkış, ordu için de taşınabilir türbin tasarlandığını, bunların sınır karakolları ve operasyon bölgeleri için konteynır şeklinde tasarlandığını anlattı.


Hedefim %100 Yerli Türbin

Alkış, Türk mühendislerin geliştirdiği panelin yüzde 95'inin Türkiye'de üretildiğini sadece jeneratör kısmının ithal edildiğini belirterek, şöyle konuştu: "TÜBİTAK ve KOSGEB ile birlikte çalışılarak 1 yıl içinde Türkiye'de üretme sözü verdim." Yenilenebilir Enerji Kanunu, 500 kilovata kadar kendi elektriğini üretmek isteyen vatandaş, KOBİ, apartman ya da herhangi bir ekonomik birime, kullandığı elektriğin dışında ürettiğini satma imkânı veriyor. 500 kilovatın altındaki üretimler için de devlet bir üretim lisansı istemiyor. Türbinlerin üretiminde yerli yapıma göre ödenen para kademeli olarak artıyor.

Kosgeb Destek Veriyor

Projeye KOSGEB'in destek verdiğini kaydeden Alkış, şu anda KOBİ'ler için KOSGEB ve Halkbank ile birlikte bir proje üzerine çalıştıklarını söyledi. Alkış konuyu şöyle özetledi: "Diyelim ki türbinin maliyeti 100 lira. Bunun 30 lirasını KOBİ kendisi karşılıyor. 30 lira da KOSGEB desteğinden geliyor. Kalan 40 lira için de Halkbank'ın 'Yenilenebilir Enerji Destekleme Fonu' devreye giriyor. Böylece KOBİ en önemli girdi maliyetlerinden birinden kurturuluyor. Hem maliyetini düşürüyor, hem de rekabet edilebilirlik konusunda önemli bir avantaj yakalayabiliyor."

Sabah


Karalamalarınız Karakterinizi Ele Veriyor


Çoğu zaman karalama yaptığımızın farkında bile olmayız. Belki sıkıntıdan, belki keyiften kendimizi bir şeyler karalarken buluruz. Ama uzmanlara göre karalama deyip geçmemek gerekiyor. Çünkü çizdiklerimiz karakterimizi ele veriyor…

İngiliz Grafoloji  Enstitüsü yaptığı araştırmalarda, bir şey dinlerken veya düşünürken yapılan karalamaların karakter hakkında ipuçları taşıdığını ortaya koydu.

Uzmanlara göre dünyanın her yerinde insanların yaptıkları karalamalarda benzer figürlerin kullanılıyor olması tesadüf değil ve farklı anlamlar taşıyor.

Portre: Karışık çizilmiş bir surat diğerlerine karşı güvensiz duygulara, komik ifadeli bir surat çizimi dikkat çekme isteğine işaret eder.

Çiçek: Birçok çiçeği bir arada karalamak bireyin sosyalliğini, sapı eğri çiçek ise endişeyi resmediyor.

Kelebek: Hiçbir şeye bağlanmak istemeyen veya ruh halini temsil eder.

Kalp: Özel birine karşı duyulan duygusal yakınlığı simgeler.

Basamak veya merdiven: Bir amaca yönelik hırs ve iradeyi gösterir. Ayrıca, daha mutlu ve rahat olma isteğini belirtir.

Karışık desenler: Karışık ve detaylı karalamalar, takıntıları simgeler. Bu kişiler, duygularını belli etmekten hoşlanmaz.

Ok: Dik ve düzgün bir ok hedefe gösterilen önemi, desenli bir ok ise arzuları belirtir.

Gemi ve uçak: İçinde bulunulan durum ve ortamdan kaçma isteğini gösterir.

Ev: Güvenlik ihtiyacında olunduğunu simgeler. Eğri büğrü ev ise yaşanılan evdeki mutsuzluğu temsil eder.

İsim: Kendi ismini yazmak, dikkat çekmekten hoşlanmayı; başkasının adı ise o aklın o kişiyle dolu olduğunu gösterir.

Küp veya kutu: İçinde bulunulan durumu kontrol altına alma isteğini gösterir.

Zikzak: Yuvarlak zikzaklar romantizm duygusunun baskınlığını, dik ve keskin zikzaklar ise sinirli karakteri simgeler.

Çöp adam: Duygularını kontrol altına almayı başarmış olma duygusunu belirtir.


En İyisini En Ucuza Alın


Servet dökmeden de size en uygun HDTV'yi satın alabilirsiniz... İşte bunun için bilmeniz gerekenler.

Yeni bir televizyon satın alacaksınız, ancak onun için bir servet ödemek istemiyorsunuz. Ancak en ucuz televizyonu seçmek, her zaman iyi bir çözüm olmayabilir. Peki hem bütçenize uygun, hem de iyi bir HDTV'yi nasıl seçebilirsiniz?

LCD, LED ve Plazma

Uç nokta HDTV'lerin gözde teknolojisi LED'i kullanan televizyonlar, genellikle pek uygun fiyatlı değiller. Yine de bazı uygun LED seçenekleri bulmanız mümkün. LED TV'ler daha iyi bir siyah seviyesini garanti etmese de genel olarak daha iyi bir görüntü kalitesi sunuyorlar. Bunun yanında özellikle yandan aydınlatmalı LED'ler, oldukça inceler.

LCD'lere zaman zaman modası geçmiş gözüyle bakılabiliyor. Ancak iyi bir LCD TV hala iş görebilir. LCD'nin en önemli dezavantajı, kötü siyah seviyeleri sunması. Görüntü olarak en iyi LCD'lerin vasat LED'lerle eşleştiğini, ancak LCD'nin daha uygun fiyatlı olduğunu söyleyebiliriz.

En iyi resim kalitesini plazma TV'lerde elde edebilirsiniz. En derin siyahları sunan bu ekranlar, renkleri de doğru olarak yansıtıyorlar ve motion blur efekti adı verilen sorunu nadiren yaşıyorlar. Bununla birlikte plazma ekranlar ışığı yansıttığından aydınlık odalar için ideal olmayabilirler.

İnternete bağlanmayı unutun

Üreticiler internet bağlantısı, oyunlar gibi özellikleri çok seviyorlar, çünkü bunu yüksek fiyatları için mazeret olarak kullanıyorlar. Bu özellikleri bir kenara bırakarak düşük fiyata iyi bir görüntü kalitesi elde etmeniz kolaylaşabilir.

Plazma ekranda 1080p'den vazgeçebilirsiniz

Plazma ekranlarda 720p ile 1080p arasında bir seçim yapmanız gerekecektir. 1080p ekranlar, 720p'nin iki katı piksel sayısına sahip olsa da, bu fark o kadar da önemli olmayabilir. Televizyon karşısında belirli bir uzaklıkta oturduğunuzda bu farkı hissetmeyebilirsiniz. Sadece televizyonunuzda bilgisayar kullanacaksanız 1080p size fayda sağlayabilir. 720p'lik bir plazmayı tercih etmeniz, 300 TL ve hatta daha fazlasının cebinizde kalmasını sağlayabilir.

LCD ve LED'lerde bir miktar motion blur'a razı olun

240 Hz+'lik bir model yerine 60 Hz veya 120 Hz'lik bir TV'yi tercih etmek, size birkaç yüz lira kazandırabilir. Bu kadar yüksek tazeleme hızlarına gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını sorgulamalısınız.


Facebook'tan Yeni Bir Kutucuk Daha

Eğer bir siteyi gezerken bu yeni mesaj kutusuyla karşılaşıyorsanız şaşırmayın. Hepsi Facebook'un işi.

Facebook'un internette farklı web sitelerinde gördüğümüz "beğen" düğmesi, yazı, fotoğraf, video gibi içerikleri kolaylıkla paylaşabilmemizi sağlıyor. 950 milyon nüfuslu sosyal ağ devi Facebook şimdi ise sitelerde gösterilecek yeni öneri çubuğunu hizmete sunuyor.

Web sitelerine eklenebilen yeni özellik, Facebook'un anlatımıyla "kullanıcı bir makale okuduğunda ekranın altından küçük bir pencere çıkıyor ve önerilen makaleleri gösteriyor. Öneriler, kullanıcının arkadaşlarının beğendiği veya paylaştığı içeriklere bağlı olarak yapılıyor". Bu özelliği kullanmaya başlayan bazı siteler bulunuyor. Facebook'a göre ilk sonuçlar, özelliğin sitelerdeki sayfa gösterimi sayısını artırdığı yönünde.

Facebook'un yeni işlevine benzer bir işlevi farklı web sitelerinde önceden de görüyorduk. Ancak bu işlev, sitelerin kendisi tarafından sağlanıyordu. Bakalım Facebook'un yeni işlevi, "beğen" düğmesi gibi başarılı olabilecek mi?


28 Temmuz 2012 Cumartesi

Takıntılı Aşık Mısınız Değil Misiniz ?

Takıntılı aşk kavramı son zamanlarda ortaya çıkan bir kavram. Genellikle aşkın, bağılığın dozunu ayarlayamamak, biten ilişkiyi kabullenememek, olmayacak ilişkilerinin peşinden gitmek gibi durumlarda kullanılan bu kavram hakkında geniş bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedik. Takıntılı aşkların göstergeleri ve bu durumdan kurtulmak için yapılması gerekenlerin neler olduğu yazımızda mevcut. Çevrenizdekiler tarafından takıntılı olduğunuz söyleniyorsa durmyın.. Okumaya devam edin, bu durumdan kurtulmak mümkün. Aşk doktoru olarak bilinen Mehmet Coşkundeniz‘in kaleminden yaparak takıntılı aşklara yol göstermek istedik.

Takıntılı aşk nedir?

Takıntılı aşk göstergeleri nelerdir?

Takıntılı Aşk Neye Mal Olur?

Aklında hep o var, onsuz hiçbir şey yapamayacağını düşünüyorsun. Zamanını hep sevgilinle geçirmek istiyorsun. “Ne yapsam da onu mutlu etsem?” sorusu her zaman aklında. Aileni, arkadaşlarını boşlamış durumdasın. Şimdi bir nefes al ve düşün. Bu durum seni mutlu ediyor mu? Ediyorsa sorun yok. Ama bu durum sende kaygı uyandırıyorsa takıntılı bir aşık olabilirsin.


Takıntılı olup olmadığını nasıl anlayacaksın? İşte sana ipuçları:

-Sürekli zihnin aynı kişiyle meşgulse,
- En ufak bir kaygında sevgilini arıyorsan,
- Söyledikleri seni rahatlatıyor ama endişelerini azaltmıyorsa,
-Her an onunla konuşmak istiyor, yaptığın işlere kendini veremiyorsan,
-Aradaki mesafeye katlanamıyorsan,,
-İlişkindeki en ufak bir sorun yüreğini ağzına getiriyorsa,
- İlişkinle ilgili sürekli endişelerin varsa, bitti mi, bitecek mi, kızdı mı, ne oldu vs…
- İnsanlarla bir arada olduğunda ortama uyamıyorsan, kalkıp sevgilinin yanına gitmek istiyorsan,
- İlişkinde güven duymakla ilgili sıkıntıların yoğunsa,
- İlişkiyi devam ettirmek için sürekli neler yapacağını kuruyorsan, takıntılı aşıksın demektir.

Tabii bundan kurtulmak da mümkün. İşte sana yardımcı olacak noktalar…

- Öncelikle sorunun varlığını kabul etmek şart. Sorun olmadığını düşündüğünde çözüm arayışında da bulunmazsın.
-Bu davranışların yaşamını zorlaştırdığının da farkına varmalısın. Böyle yaşamak seni mutlu etmiyor, unutma.
-Davranışlarının sevgilini nasıl rahatsız ettiğini anla. İlişkinin kötüye gitmesinin en büyük sebebi senin bu takıntılı halin.
-Duygularının farkına var. Kaygılarının seni mutsuz ettiğini, doğal olarak kalitesiz bir ilişkiye sahip olduğunu anla.
-“Beni anlamıyor, benimle ilgilenmiyor, benim kadar sevmiyor” demek yerine, problemin büyük kısmının sende olduğunu kabullen.
- İlişkinin sorumluluğunu tek başına üzerine alma. Sorumluluğu bölüş. Problem sadece size özgü değil. Başka çiftlerin de aynı şeyleri yaşayabileceğini aklından çıkarma.
-Olaylara sadece kendi tarafından bakıyorsun ve bu bakış açısı çoğunlukla gerçekçi değil. Gerçekçi olmanın yollarını bulmalısın.
- İlişkin senin hayatın değildir. Üstelik sadece ilişkine odaklanırsan, kendini de aşkını da besleyemezsin. Arkadaşlarınla irtibatını kesme. Sevgilin olmadan da onlarla vakit geçir. Ve tabii ki yaşamını besleyecek başka faaliyetleri ihmal etme.

Kurtulamazsan ne olur?

- Özgüvenin ve kendine duyduğun saygı azalır.
- Giderek daha öfkeli, aşırı tepkiler veren ya da hiçbir şeye tepki vermeyen bir insan haline bürünürsün.
- Depresyon başta olmak üzere birçok psikolojik sorun yaşamaya başlarsın. Geleceğe karşı karamsar ve umutsuz olursun.
-Sosyal ilişkilerin bitme noktasına gelir. Derin bir yalnızlığa gömülürsün.
-İş ya da okul hayatında başarısızlık yaşarsın.
- Sürekli bir acı çekme hali içinde olursun.
- Büyük kararsızlıklar yaşarsın. En basit seçimlerde bile günlerce düşünürsün.
- Hafızan ve beyin fonksiyonların gerilemeye başlar.
- Takıntılı ilişki sana kendini değersiz, anlamsız, önemsiz, sevilmiyor hissettirir. Temel duygusal ihtiyaçların doyurulmaz ve duygusal açlığın bir diğer yanlış seçimin alt yapısını hazırlayabilir.

Mehmet Coşkundeniz – Biaile.com


Çocuk Yapan Kadına İş


Çalışma Bakanlığı, kadınların iş yaşamında daha aktif rol alması için kapsamlı bir eylem planı hazırlandı. Planla, çocuk yapan kadına "kısmi süreli iş" yolu açıldı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kadınların iş yaşamında daha fazla yer alması, çocuk yapanların çalışma hayatından kopmaması için bir eylem planı hazırladı. Planla, çocuk yapan kadınların "kısmi süreli" işlerde çalışmalarının yolu açılacak. Eylem planına göre kadınlara yönelik atılacak adımlar şöyle: 

Temizliğe giden kadınlar: Temizlik, bakıcılık gibi ev işlerine giden kadınların istihdam bürolarıyla bağlantılı çalışmaları, primlerinin yatması ve emekli olmaları na yönelik adımlar atılacak. 

Kadın çalışmaz bilinçlendirmesi: Kadınların iş gücüne katılımının önündeki kültürel engellerin ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Bilinçlendirmeyle toplumda var olan kadınların çalışamayacağına ilişkin gelenek ve önyargıların yıkılması hedefleniyor. 

Köyden gelen kadına meslek eğitimi: Kente göç eden kadınların işgücü piyasasına uyumunu sağlayıcı programlar gerçekleştirilecek. Bunun için de göç edilen illerde hangi sektörler ön plana çıkıyorsa ona yönelik meslek programları uygulanacak. 

Dayak yiyen, boşanan kadınlar: Şiddet mağduru kadınlar, konuk evinde kalanlar, eski yükümlüler ile kocası ölmüş ya da boşanmış kadınlar da eylem planı kapsamına alındı. Bunların sosyal yaşama katılımları desteklenecek. 

Kısmi süreli iş: Çocuk sahibi olan kadınların işgücü piyasasından kopmalarının engellenmesine dönük teşvik edici düzenlemeler yapılacak. Kısmi süreli çalışma gibi esnek çalışma biçimleri geliştirilecek. 

Çocuk bakımı paylaşılacak: Ev ve çocuk bakımının sadece kadınlar tarafından üstlenilmesinin de önüne geçilmeye çalışılacak. Çocuk bakımının ebeveynler arasında paylaşılması için önlem alınacak

Mikro kredi: Kadın girişimcilerin güçlendirilmesi için mikro krediler verilmesi sağlanacak. 

Sabah

30 Dakikayı 3'e Bölerek Zayıflayın




ABD’deki Arizona Eyalet Üniversitesi Sağlıklı Yaşam Tarzı Araştırma Merkezi’nde yapılan araştırmaya göre kesintisiz yarım saat egzersiz yerine gün içinde 10’ar dakikalık üç egzersiz daha yararlı.

Hipertansiyon eğilimi olan bir grup gönüllüye önce 10’ar dakikalık üç egzersiz sonra yarım saatlik kesintisiz egzersiz yaptırıldı. Hepsinin kan basıncı bileklerine takılan cihazla izlendi. Sonuçta egzersizi üçe bölerek yaptıklarında deneklerin kan basınçlarında daha büyük bir düzelme görüldü.

Hürriyet






Sihirli Rakam 8888 Mi ?


Microsoft'un Windows 8 için ilginç planının altında "8888" rakamı mı yatıyor?

Microsoft'un Windows 8 RTM sürümünün 8523 yapı numarasına sahip olacağı iddia edilmişti. İddianın sahibi web sitesi Winunleaked.info, şimdi farklı bir iddia ile karşımızda: Siteye göre Windows 8'in RTM final sürümü için yapı numarası büyük bir sıçrama ile 8888'e "yükseltilecek".

Windows 8'den sızdırdığı bilgilerle öne çıkan Winunleaked.info web sitesine göre Windows 8 RTM'nin son yapı numarası, 8888.16384.win8_rtm.120724-1555 olacak. Sitenin yöneticisinin Twitter'da yaptığı açıklamaya göre RTM aday sürümü tamamlanmak üzere ve hatta tamamlanmış olabilir. Microsoft, RTM sürümünü ağustos ayının ilk haftasında bitireceğini daha önce açıklamıştı. 1 Ağustos'a sadece birkaç gün kaldığını düşünürsek, final RTM sürümüne oldukça yakın olduğumuzu düşünebiliriz.

RTM sürümü, bilgisayar üreticilerine gönderilecek olan Windows 8 sürümü. Bu sürüm yeni PC'lere Windows 8 yüklemek üzere kullanıldığı gibi mağazalarda kompakt disk ortamında satışa sunulacak. Microsoft, daha önce Windows 8'e diğer Windows'lardan yükseltme ücretinin 39.99 dolar olacağını açıklamıştı. Bugün Windows 7'li yeni bir PC satın alanlar ise, 14.99 dolar karşılığında Windows 8'e yükseltebilecekler.


En Gürültülü Virüsle Tanışın


F-Secure'un duyurduğu habere göre İran'ın nükleer tesisleri, bilgisayarların kilitlenmesine ve ünlü rock grubu AC/DC'nin şarkılarının çalmasına neden olan bir siber saldırıya maruz kaldı.

Natanz ve Fordo tesislerindeki otomasyon şebekesini kilitleyen solucanın varlığı, İran Atomik Enerji Örgütü'nde çalışan bir bilim adamının F-Secure uzmanlarından birine gönderdiği e-postalarla ortaya çıktı.

Gelen haberlere göre yeni virüs, tesislerdeki pek çok bilgisayarın gecenin bir yarısında yüksek sesle AC/DC'nin en ünlü parçalarından Thunderstruck'ı çalmasına da yol açtı.

Virüs hakkında teknik bilgi yok, ayrıca haberi veren kişinin kimliği de doğrulanamıyor, ancak kesin olan bir şey var, o da haberi gönderen kişinin en azından İran Atomik Enerji Örgütü'ne ait olan aeoi.org.ir alanına giriş yapabildiği.

İran'ın nükleer programı ve petrol tesisleri bir süredir siber saldırıların hedefi durumunda. İran Dışişleri Bakanlığı, Stuxnet ve Flame gibi virüslerin geliştirilmesi için ciddi yatırım gerektiğini iddia ederek saldırıların arkasında ABD ve İsrail'in olduğunu öne sürmüştü.

27 Temmuz 2012 Cuma

Youtube Küfür Edenlere Savaş Açtı


YouTube, şimdi de adını saklayıp yorum yapmayı küfür etmek sanan "korkaklara" savaş açtı!

Google YouTube'daki yorum sistemini değiştirerek, yorum yazanların gerçek isimlerini kullanmalarını teşvik edecek bir uygulama getirdi.

Yeni sistemde yorum yazmak isteyenlere Google+ hesaplarını kullanarak kimliklerini açıklamak isteyip istemedikleri soruluyor. Kimlik açıklamak zorunlu değil, ancak kimliklerini gizlemek isteyenlerin karşısına bunun nedenini soran ikinci bir sayfa çıkıyor. 

Kaba, saldırgan ve düpedüz küfürlü yorumların YouTube'un başını ağrıttığı bir gerçek, ancak yeni sistemin bu sıkıntıyı ne derecede çözeceği pek belli değil. Yine de gizliliği seçenlerin karşısına sürekli çıkan "Neden gizliliği seçtiniz?" sayfası bazılarının hızını kesebilir.

Sayfadaki cevaplar arasında "Silahşörlük yaptığıma bakmayın, ben aslında klavyenin arkasına saklanan bir ödleğim" seçeneği ise maalesef bulunmuyor. Oysa ki YouTube'daki küfürlü yorumları genellikle bu tip insanlar yazıyor...


Dün Gece Facebook 'da Öyle Sayfalar Hack'lendiki...


Dün gece bir çok ünlü Türk markasına ait Facebook sayfaları hack'lendi. Ama suçlu Facebook değildi!

Sosyal medyada toplu olarak düzenlenen eylemlerde bir çok firma Facebook ve Twitter hesaplarına olan erişimleri kaybettiler. Bu firmalar arasında Ülker, TTnet, Kanal D, Acunn, Nokia Türkiye, TTnet müzik gibi isimlerin Facebook ve Twitter hesapları bulunuyor...

Sayfaların bir kısmı hızlıca kapatılırken, tüm bu sayfaların aynı ajansa yaptırıldığı ve bu ajansın yönetici şifrelerinin ele geçirilmesiyle tüm sayfalara erişimin sağlandığı ortaya çıktı. Yani aslında hack'lenen Facebook değil, hesapların yönetici şifrelerine sahip olan ajansın kendisi. Hackerlar, şifreleri ele geçirdikten sonra, tüm hesaplara kolaylıkla giriş yaptı ve sayfaları istedikleri gibi değiştirdi...

Ajans yetkilileri sayfaları geri almaya başladıklarını belirtseler de, bunca markanın neden kendi istihdamları yerine sosyal medyada 3. parti firmaları tercih ettikleri anlayamadığımız bir konu olarak duruyor. Umarız birileri çıkar ve neden böyle bir yol tercih ettiklerini açıklar...


Bayanlar Kilo ve Depresyon Derdinden Kurtuluyor


Kilo kontrolünden ruhsal durumu etkilemeye hatta depresyonun etkilerini azaltmaya kadar çok önemli görevleri var.

Belli saatlerde ve belli koşullarda harekete geçiyor. Mesela gece ışıklı ortamda uyumak ya da geç uyumak seviyesini düşürüyor. İç hastalıkları ve beslenme uzmanı Dr. Ayça Kaya melatonin ve kortizol hormonlarının hangi koşullarda aktif olduğunu hurriyet.com.tr'ye anlattı: 

Gece 02.00 'da tavan yapıyor

Bizim vücudumuzda bazı hormonal dengelerimiz var. Özellikle uyku ve uyanıklık sırasında salgılanan hormonlarımız var. Mesela melotonin hormonumuz var. Bu gece saat 21:30 gibi salgılanmaya başlıyor ve gece 02:00-03:00 gibi tavan yapıyor. Sabaha doğru da bu hormonun seviyesi azalıyor.

En çok ışık etkiliyor

Bu hormon vücudun yeniden yapılanmasını sağlıyor ve en çok etkilendiği şey de ışık. Işıklı bir ortamda uyunduğu zaman hormonun seviyesi düşüyor. Bir de kortizon dediğimiz vücudun strese karşı dayanıklılık hormonu var. Bu da sabahleyin 06:00-07:00 gibi salgılanmaya başlıyor ve öğleden sonra gittikçe azalıyor. Akşam 20:00'den sonra ritmi düşmeye başlıyor.

Geç uyuyanlarda yağlanma yapıyor

Eğer gece uyumazsanız, geç saatte uyursanız bu melotonin hormonu yeteri kadar salgılanmıyor ve kortizon salgılanması olduğu için bu kişide yağlanma yapıyor. O açıdan gece 00:00'dan sonra, bölünmemiş, karanlıkta bir uyku metabolizmanın kendini onarması için gerekli en önemli durum.

Hürriyet


Cosplay İzmir Convention IV


Düzenleyen: İzmir Ekonomi Üniversitesi / Anime ve Manga Kulübü
Yer: Kampüs
Başlangıç: 01.09.2012 10:00
Bitiş: 02.09.2012 19:00

İzmir'de ev sahipliği yapan ve gelenekselleşen Cosplay İzmir Convention'ın dördüncüsü 1-2 Eylül Tarihleri arasında, İEÜ - Anime ve Manga Kulübü öncülüğünde, İzmir Ekonomi Üniversitesinde düzenlenecektir. 

İki gün sürecek etkinlikte, yine gelenekselleşmiş Sony Playstation 3 
- 320gb ödüllü Cosplay Yarışması, 
- Ödüllü League of Legends turnuvası,
- Ödüllü dövüş oyunları turnuvası,
- Karaoke yarışması,
- Board gameler, 
- Dans şovları, 
- Figür, 
- Aksesuar,
Manga tanıtım standları yer alacak.
Ayrıca katılımcıları daha fazla süprizler bekliyor. 

Etkin hakkında detaylı bilgi için, etkinlik sayfasına göz gezdirebilirsiniz.


Bilgisayarınız Aşırı Şekilde Isınıyor Mu ?


Bilgisayarınızın aşırı ısınması geri dönüşü olmayan hasarlara neden olabiliyor. Bilgisayarınızın kullanım ömrünü uzatmak için aşırı ısınmasını önlemelisiniz.

Yaz aylarında artan sıcaklar, bilgisayarınızın aşırı ısınmasında bir neden. Bilgisayarınız aşırı ısınıyorsa, geri dönüşü olmayan hasarlarla karşılaşmamak için önlemler almalısınız.

Bilgisayarınızın aşırı ısınması yazılımsal ya da donanımsal kaynaklıdır. Bilgisayarınızın ömrünü uzatmak ve bilgisayarınızda yüksek performans sağlamak için ısısını düşük tutmanız gerekir.

Bursa’da kişisel bilgisayar kullanıcılarına hizmet veren Pratik Servis, ısınma sorunu yaşayanların ne gibi durumlarla karşılaşabileceklerini ve almaları gereken önlemleri hatırlatıyor.

Bilgisayarınız çok ısınıyorsa şu sorunlarla karşılaşabilirsiniz:

Bilgisayarınız aşırı ısınıyorsa öncelikle performansı düşer. Bilgisayarın kendi kendini kapatması sorunu ortaya çıkar. Aşırı ısınmadan anakart yanabilir. Bataryanın ömrü kısalır ve çabuk bozulur.

Bilgisayarınızın aşırı ısınmasını nasıl önlersiniz?

Yazılımdan kaynaklı ısınma sorunu yaşıyorsanız ısınmaya sebep olan hatalı yazılımı tespit ederek gerekli güncellemeleri yapın ya da sisteminizden kaldırın.

Bilgisayar fanının tozlanması, donanımsal bir sorundur. Tozlanmış işlemci fanını saç kurutma makinası ile temizleyebilirsiniz. Bilgisayarınız garanti kapsamında ise, bu işlemi yapmayın, yetkili servise başvurun.

İşlemci yüzeyinde oluşan ısının soğutucu tabanına sağlıklı bir şekilde transfer edilmesini sağlayan termal macununun temizlenip yerine yenisinin sürülmesi, aşırı ısınmanın önüne geçilebilecek diğer bir uygulamadır.

Yaz aylarında artan sıcaklar da aşırı ısınmaya neden olabilir. Fanın bulunduğu kısım ile bilgisayarın konulduğu zemin arasında boşluk bırakın. Bu gibi durumlarda harici soğutucu kullanabilirsiniz.

Tüm bunlara rağmen aşırı ısınma devam ediyorsa servisinize başvurunuz.

26 Temmuz 2012 Perşembe

El Yazınız Kişilğinizin Göstegesi


El yazınız sağa eğildikçe kararlarınızda duygusallık öne çıkıyor. L, t ve h harfleri, iş hayatınızdaki hırs ve iktidar sırlarınızı ortaya döküyor. El yazısı bilimi şimde de iş dünyasının hizmetinde...

Üç bin yıl önce Çinliler tarafından geliştirilen ve birçok kültür ve uygarlık tarafından büyük itibar gören el yazısı bilimi (grafoloji), bugün iş dünyasının hizmetinde. İş dünyasının bu yönteme en çok başvurduğu alan ise işe alımlar. El yazısı, kişinin karakterini, davranışlarını, eğilimlerini tahmin etmekte ve kişilik analizinde en etkili ve güvenilir yöntemlerden biri olarak addediliyor. Bu yöntem eleman seçme ve yerleştirme süreçleri, mülakatlar, ekip kurma çalışmaları ve kariyer planlaması gibi geniş bir alanda sık kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.

Sodexho gibi çokuluslu şirketlerden bazıları dünyanın her yerindeki ofislerinde işe alım süreçlerine el yazısından kişilik tahlil etme yöntemini dahil ediyor. El yazısının kişinin sosyo-ekonomik kökenini, yaşama biçimini, hayattaki duruşunu ve eğitimini yansıttığı Fransa gibi ülkelerde şirketler yüzde 80 oranında iş görüşmelerinde el yazısıdan kişilik tahlili yapıyor.

İngiliz Grafoloji Enstitüsü Başkanı Elaine Quigley, tüm dünyada tanınmış grafologların başında geliyor. Quigley’e göre el yazısı bir nevi ‘zihin yazısı’ demek. Bu konuda grafolojinin kullandığı evrensel bir metodoloji de var. Yani el yazısıyla kişinin karakterini okurken kullanılan göstergeler, ulustan ulusa, kişiden kişiye değişmiyor. Uzman bir grafolog, kişi hangi ulustan gelirse gelsin hangi lisanda yazarsa yazsın, o kişinin düşüncelerinin el yazısıyla kağıt üzerine yansıyan izdüşümlerini okuyabiliyor.

Grafolojide en az 300 farklı el yazısı örneğinden yola çıkılarak inceleme yapılıyor. Fakat yine de değişmeyen ve temel olarak nitelendirilen belli bazı göstergeler var. İşte bunlardan bazıları:

Eğim:
+ El yazısının sağa doğru eğimi, kişinin iletişim yeteneğinin göstergesi olarak yorumlanıyor. Örneğin kişi daha arkadaş canlısı, yönlendirici, sorumluluk sahibi, girişken olma eğilimi taşıyordur. Aynı zamanda satış yapmaya, kontrolü elinde tutmaya, sevilmeye, destekçi olmaya kadar uzayan birçok olasılığı barındırır. 
+ Yazı sağa doğru eğildikçe kişinin kararlarında duygularının etkisinde kalma özelliği artar. 
+ El yazısının genellikle dik oluşu kişilik bağımsızlığına işarettir. 
+ Sola doğru eğilen el yazısı, duygusal olarak ihtiyatlılığı temsil eder. Bu el yazısının sahibi, öncelikle her detayı doğrulama ihtiyacı duyar. Başkalarının onu herhangi bir söz vermeye zorlamasından hoşlanmaz.

Büyüklük:
+ Büyük el yazısıyla yazan kişiler daha çok dışadönük, dost tavırlı kimselerdir. El yazısının sahibi kişi yabancılara karşı daha mesafeli olmayı tercih etse de kendine güvenle hareket eder. 
+ Küçük el yazısı mantığı temsil etmenin yanı sıra zıt düşülen kişilere karşı acımasız olmayı da ifade eder. Akademik ve zihinsel uğraşılardan hoşlanan kişilerde bu tip el yazısı görülür. 
+ Eğer yazı hem küçük hem de zarif ise kişinin kendi dalga boyuna uygun olmayan kişilerle de iyi bir iletişim kurması olası değildir. Bu kişiler, sosyal olarak kabul görmüş kuralları yıkmak konusunda zorlanırlar.

Baskı:
+ Koyu harflerle yazan kişiler verdikleri sözü yerine getirmek konusunda çok titizdirler. Ve etraflarındaki birçok olan biteni ciddiye alırlar. 
+ Çok koyu harfler ise kişinin gerginliğinin, eleştiriye karşı sinirlerine fazla hakim olamayışın ve küçük imalardan bile alınganlık gestermenin ifadesi olarak yorumlanıyor. Bu kişiler önce tepki gösterir sonra soru sorarlar. Ve duygusal davranışlarını devam ettirirler. 
+ Çok silik ve ince yazılar ise ortama ve insanlara olan hassasiyeti temsil ediyor. Ama yazı aynı zamanda kaba saba ve şekilsiz ise kişi duygusal derinliği bile devam ettiremiyordur ve sönük bir yaşam tarzı sürdürüyordur.


L, t ve h harflerindeki sırlar:
+ Bu harflerin üst kısımlarının uzun olması hedef ve hırsın mevcudiyetini gösterir. Ancak üst tarafı fazla uzun l, t ve h’ler, kişinin başarması gerektiğini düşündüğü meselede gerçekdışı beklentiler içinde olabileceği anlamına gelir.
+ Bu harflerin üst tarafının oranlı bir şekilde kuyruklu olması kişinin herşey üzerine etraflı bir şekilde düşündüğünü ve hayalgücünü makul bir şekilde kullandığını gösterir.
+ Kıvrımın enli olması, yeni fikirler üretme ve bunların üzerine uzun uzadıya düşünme eğilimini ortaya koyar.
+ Üst kıvrımın tekrar harfe geri dönmesi, yazı sahibinin hayalgücünü kullanmaktan kaçındığını ve elindeki işi bitirebilmek minimum gerekliliklerle kendini sınırladığını gösterir.

G, y, p harflerindeki sırlar:
+ Kuyruğun dik olması, sabırsızlık alametidir.
+ Kuyruğun basık bir şekilde yuvarlanması, saldırganlık ve yüzleşmekten uzak durma isteğini ortaya koyar.
+ Kuyruğun bastırılarak yazılmış tam bir kanca halini alması, enerji, para kazanma isteği ve tenselliğin göstergesidir.
+ Kuyruğun bastırmadan tam bir kanca şeklini alması güvenlik ihtiyacını gösterir.
+ Kelimeler arasındaki mesafe
+ Kelimeler arasındaki mesafenin fazla olması, “bana nefes alacak alan bırak” mesajını içerir.
+ Kelimeler arasındaki mesafenin daha az olması ise başkalarıyla birlikte olma isteğini ortaya koyar, ama böyle yazan insanlar zaman zaman gereksiz bir kalabalığa neden olabilirler ve dayatmacı bir kişilik sergileyebilirler.

Satırlar arasındaki mesafe: 
+ Satırların arasının açık olması, olaylara sakin ve geniş perspektiften bakma eğilimini ortaya koyar.
+ Satır aralarının dar olması, yazarın hareketi sevdiğini ve eylemin içinde olmaktan hoşlandığını gösterir. 
+ Satır araları dar olup, harfler arasındaki bağlantı çok sıkı değilse, söz konusu el yazısının sahibi baskı altında sükunetini koruma disiplinine sahiptir.

Sayfa kenarındaki boşluk:
+ Sayfanın sol tarafındaki boşluk, kişinin köklerini ve ailesini gösterir.
+ Sağ taraftaki boşluk, diğer insanları ve geleceği temsil eder.
+ Tepedeki boşluk hedef ve hırslardır.
+ Sayfanın dibindeki boşluk, enerji, içgüdü ve pratiklik anlamına gelir.
+ Sayfanın sol tarafındaki geniş bir boşluk bırakılması, hareketliliği sürdürme isteğini ortaya koyar. 
+ Soldaki mesafenin az olması ise temkinlilik ve hazır olmadığı takdirde bir şeyleri yapmaya zorlanmaktan kaçınma isteğini belirtir.
+ Sağ taraftaki boşluğun az olması, sabırsızlık göstergesidir ve bir an once işe başlayıp işi bitirme eğilimini yansıtır.
Sağda geniş bir boşluk bırakılması ise bilinmeze karşı korkunun mevcudiyetini ortaya koyar.

Kolay Kolay Çalınmaz Dediler. 3 Dakikada Çalındı


Kolay kolay çalınamaz denen son model bir BMW'yi, sadece 3 dakikada böyle çalıyorlar...

Bugünkü birçok araba, artık fiziksel anahtar yerine kablosuz bir anahtar ile çalıştırılabiliyor, kapıları açılabiliyor. Ancak böyle bir kullanım daha rahat ve havalı olabilse de, eski yöntemler kadar güvenlik sunmayabiliyor. BMW 1 Series'e özel bir web sitesi olan 1Addicts.com'da yer alan bir videoda hırsızların kablosuz anahtarı kopyalayarak 3 dakikada arabayı nasıl çaldığı gösteriliyor.

Araba, sürücünün bulunduğu tarafta sorunları izlemeye yönelik bir tanı portu (OBD) bulunduruyor. Bu port, araba sahibi anahtarı kaybettiğinde yeni bir anahtar oluşturmak için de kullanılıyor. Hırsızlar, aracın işte bu özelliğini kullanarak yeni bir anahtar oluşturabiliyorlar. Hırsız, öncelikle sürücü tarafındaki camı kırıyor ve tanı cihazını OBD portuna bağlıyor. Ardından boş bir anahtara arabayı çalıştıracak olan anahtarı kopyalayan hırsız, bir düğmeye basarak,  arabanın sahibiymiş gibi gibi motoru çalıştırıyor.

Araçta bu saldırıya izin veren bir dizi açık bulunuyor. Bunlardan birincisi, arabanın OBD portunun önündeki ultrasonik sensör sistemindeki "kör nokta". Bu nedenle hırsız, işini bitirene dek arabanın dışında duruyor. Arabada camın kırıldığını algılayacak bir sensörün bulunmaması da saldırıya izin veren faktörlerden. OBD portunda her an güç bulunması ve kullanmak için herhangi bir parola gerekmemesi de diğer bir açık. 


Bu İlaç Ezber Bozabilir


Bilim adamları tek bir ilaçla Alzheimer, Parkinson ve MS hastalığının tedavi edilebileceğini açıkladı.

Söz konusu ilaç eğer başarılı olursa, hastalığın erken döneminde verilerek Alzheimer ilerlemeden etkilerini ortadan tamamen kaldırabilecek. İlaç, Alzheimer’in neden olduğu kafa yaralanmaları ve felç gibi zararları iltihabı azaltarak tedavi etmeye çalışacak.

Hayvanlar üzerinde denenen testler olumlu geçince ilaç ilk defa insanlar üzerinde denendi ve sonuçları yakında yayımlanacak. Deneylerinden gelen ilk sonuçlar, ilacın Parkinson ve Alzheimer gibi yıkıcı beyin rahatsızlıklarına karşı gelebileceğini gösterdi.

Şu anda Chicago'daki Nortwestern Üniversitesi'nde geliştirilen MW151 ve MW189 adlarıyla bilinen iki ilaç için patent alındı. İlaç, immün sisteme zarar veren iltihaplı sitokin molekülleri yok ediyor.

Nöronları öldüren iltihapları durduruyor

Bilim insanları ilaçların bugüne kadar alışılmış tedavi yöntemlerinden farklı bir tedavi yürüttüğünü söylerken, yeni ilaçların beyinde yayılan ve nöronları öldüren iltihapları durduracak şekilde tasarlandığını açıkladı.

Alzheimer’in ortaya çıkış nedeni henüz tam olarak bilinmese de,  hastalığın bilinen en erken semptomu hafıza kaybı. Bu, geçmiş hafızanın korunduğu, hastalığın ilerlemesi ile birlikte sıklıkla görülen küçük unutkanlıklar evresine geçiyor. Bozukluğun ilerlemesi ile bilişsel yeteneklerdeki kayıp, frontal ve temporal lob işlevleri ile ilişkili, dil alanlarında işlev kaybı, beceri gerektiren hareketlerde işlev kaybı ve tanıma fonksiyonlarında bozulmaya doğru uzanım göstermeye başlıyor.


Hızlıdan Daha Hızlı İnternet


Siz hala Türkiye'nin hızlı internet kullandığını mı sanıyorsunuz? Öyleyse bu haber sizi şaşırtacak!

Güney Kore, dünyanın en hızlı internetine sahip olmasıyla tanınıyor. Ülke şimdi ise internet teknolojilerinde yurtiçi nüfuzda yüzde 100'ü geçmeyi başardı.

Organization for Economic Cooperation and Development'ın (OECD) yayınladığı son verilere göre Kore'de yüksek hızlı internet erişimi ile nüfusun oranı, yüzde 100.6'ya ulaştı. Geçen sene bu oran yüzde 89.9'du. Bu veriler, Kore'de internet kullanıcılarının nüfusu geçtiği gibi bir anlama gelmiyor - OECD, bu puanı ortaya çıkarırken birtakım teknolojilerden faydalanıyor. Yüksek hızlı internet topluluğu içinde üçüncü ve dördüncü jenerasyon mobil ağlar, genişbant internet hizmetleri ve WiFi bulunuyor.

Yüzde 100'ü geçen ilk ülke olan Güney Kore, OECD'nin yüzde 54.3'lük ortalama oranını da neredeyse ikiye katlamış oluyor. Güney Kore, ilk sıralarda yer alan İsveç (yüzde 98), Finlandiya (yüzde 87.8) ve Japonya (yüzde 82.4) tarafından yakından takip ediliyor. Kore'de cep telefonları da önemini giderek artıyor ve akıllı cep sahibi kullanıcılar, yüzde 50'yi geçmiş bulunuyor. LTE bağlantısı da ülkede gelişen hızlı bağlantı platformlarından.


Sınavı Geçene 3.000 TL Maaş Garanti


Karaköy Güllüoğlu’nun sahibi Nadir Güllü, 200 yıllık geleneği sürdürecek yeni öğrenciler arıyor. Eğer öğrenciler Güllü’nün zorlu sınavından geçerlerse 3 bin lira maaşı da garanti ediyor.

Baklavacılık Okulu açmak Karaköy Güllüoğlu’nun sahibi Nadir Güllü’nün fikri. 
       
35 ülkede haberi çıkan tek usta olduğunu söyleyen Nadir Güllü, 200 yıldır aynı şubede devam ettirdiği mesleğinin sırlarını meslek sahibi olmak isteyen herkese bizzat kendi anlatacak. 

Kadir Has Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim ve Uygulama ve Araştırma  Merkezi ile ortak hareket edecek olan Güllü vereceği zorlu eğitim sonunda kendisinin sınavından geçenlerin bugün oldukça yüksek rakamlarla garanti maaşla işe başlayacağını ifade etti.

Benim sınavımdan geçen...

Nadir Güllü, “Karaköy Güllüoğlu eğitimini alan ve benim de onayımdan geçen bir kişi bugün piyasada 3 bin liraya iş bulur. Benim imzamı geçerse en başta zaten ben alırım.  Ama benden geçmek kolay değil. Zaten bir usta kolay yetişmiyor burada. Bizim şartlarımız çok ağır” diyor. 
Nadir Güllü iyi bir baklava ustası olmak için asıl önemli olan ham madde bilgisi  ve mevsimine göre hasat edilmiş ürünlerin seçimi ve mutfak gereçlerini sahiplenme olarak sıralıyor. 

Kadir Has Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim ve Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Serdar Dinler, “Bize bu fikri Nadir Bey verdi. Konuşmacı olarak geldiği bir panelden sonra oturduk konuştuk ve böyle bir eğitim için hazırlıklara başladık” dedi. 

Keskin, “Üniversitemizde aynı zamanda aşçılık okulu da bulunuyor. Aslında biz kendimizi platform olarak görüyoruz. Alanında uzman kişiler bizimle birlikte hareket ederek gençlere ve ihtiyaç duyulanlara yönelik eğitimler verebiliyor” diye konuştu.

Ücret 1.500- 2000 Lira olarak planlanıyor

Baklavacılık okulunda verilecek 48 saatlik eğitim için ücret henüz netleşmese de şimdilik planlanan rakam 1500 ile 2000 lira arasında bir tutar. Nadir Güllü’nün kızı Tuba Güllü, bu fiyatın baklava üretiminde kullanılan malzemelerin fiyatlarıyla bağlı olduğunu söyledi.


Kendi malını kendisine 3 kat fazla paraya sattılar

Nadir Güllü kırk yıllık ustalığına eğlenceli hikayeler sığdırmış. Yunanistan hikayesi de onlardan biri: 

“Yunanistan’daki bir toplantı için gittik. Buradan oradaki bir toplantı için baklava talep ettik. Ancak Karadenizli olan bir otobüs şoförü yolda Karaköy Güllüoğlu Baklavasını görenlerin aldığını kendisinin de baklavaları oradaki insanlara dağıttığını söyledi. Söz verdik baklava vermemiz lazım. Yunanistan’da baklava satan yerlere gittik. Orada Karaköy Güllüoğlu baklavası satan bir yer bulduk. Kendi ürünümüzü 3 kat daha fazla paraya aldık. Ondan sonra öğrendim ki Karaköye gelen gemilerin kaptanları iki kilo alıyor ama garsonlar 30 kilo alıyor. Meğerse adamlar orada baklavacılara satıyormuş.”


“Disiplin ve kalitenin olmadığı yerde başarı olmaz” diyen Nadir Güllü, bu yüzden dersler sırasında öğrencilere hoş görü gösterilemeyeceğini, bu işi gerçekten yapmak isteyenlerin derslere kaydolması gerektiği konusunda da uyardı.  Baklavacılık okuluna isteyen herkes gidemeyecek. Nadir Güllü bizzat kendisinin de katılacağı bir ön eleme sisteminin olacağını ifade ederken, Dinler bu eğitimin hobi amaçlı olmadığını, meslek sahibi olmak isteyenlere yönelik olduğunu belirtti. 


Hürriyet
25 Temmuz 2012 Çarşamba

Bu Böceğin Her Milimetresinde 500 Göz Var



İngiliz bilim insanları doğadaki en tuhaf hayvanlardan birini keşfetti.


Cambridge kenti yakınlarındaki bir doğa koruma alanında keşfedilen sadece 12 milimetre boyundaki bir solucanda tam 60 göz tespit edildi. Bu solucanın her milimetresinde beş göz olduğu anlamına geliyor.

Bedfordshire Doğal Yaşam Vakfı Direktörü Brian Eversham tarafından keşfedilen solucanın, Hollanda ve Kuzey İrlanda keşfedilen solucan türlerine benzemekle birlikte yepyeni bir tür olduğu düşünülüyor. Ancak bu yeni türe henüz bir isim verilmiş değil.

Doğal Tarih Müzesi araştırmacılarından biyolog Dr. Hugh Jones, bunun “tamamen yeni, tanımlanmamış bir tür” olduğunu belirterek, benzer bir türü daha önce sadece bir kez Hollanda’da gördüğünü söyledi.


Eversham ise solucanı keşfedişini şöyle anlattı: “Bir Pazar sabahı doğada fotoğraflar çekiyordum. Bir kütüğü kaldırdım ve altından bu sevimli arkadaş çıktı.”

Hüriyet

İşe Dönüştürebileceğiniz 8 Hobi

Mutluluk formülünün, “yetenek ve tutkunun birleşimi” olduğu söylenir. Çünkü insanlar sevdikleri şeyleri yaparken, doğal bir şekilde kendilerini de geliştirirler, ortada hiç bir zorlama yoktur. Çevrenize dikkatle bakın ve sevdiği şeyi yapıp bir de bundan para kazanan inanların ruh halini gözlemlemeye çalışın. Bu sizi de yeteneğinizin ve tutkunuzun peşinden gitmeye motive edecektir. Ne de olsa: “Sevdiğin işi yaparsan ömrün boyunca çalışmazsın!” (Bu sözün Konfüçyüs’e ait olduğu düşünülmektedir). İşe dönüştürülebilecek 8 hobiyi burada derledik. Özellikle internetin olanaklarından faydalanarak bu listede olmayan bir hobiyi de işe dönüştürebilmeniz mümkün. İşte ilham kaynağı olması için derlediğimiz liste: 

1-Egzersiz: Formda olmaya önem veriyorsanız ve yıllardır kopamadığınız; ağırlık kaldırma, yoga, pilates ya da dağ bisikletçiliği gibi uğraşlarınız varsa, bu alanda eğitmenlik yapabilirsiniz. Kendi işinizi kurabileceğiniz gibi, kulüplerde de iş bulabilirsiniz. 

2-Fotoğrafçılık: Herkes fotoğraf çekebilir, ancak bazıları biraz daha iyi çeker. Işık, beyaz ayarı, kompozisyon vb temel fotoğrafçılık bilgileriniz varsa, yeteneğinizi ve bilginizi bir işe dönüştürmeniz mümkün. Elbette güvenebileceğiniz bir fotoğraf makinesi ile biraz da photoshop bilgisi sizi bu işe daha da hakim kılar. Belki de e-ticaret için ürün fotoğrafı çektirmek isteyen küçük işletmelere hizmet verebilirsiniz. 

3-Marangozluk: Sayısız fabrika seri halde mobilya üretirken ve düşük fiyatlarla satışa çıkarırken, “benim el yapımı mobilyalarımı kim alır” dediğinizi duyar gibi oluyoruz. Yanılıyorsunuz! Dünya üzerinde, el yapımı ve eşsiz mobilyalara para ödemeye hazır ne kadar çok insan olduğunu bir bilseniz. 

4-Müzik: Kendinizi müzik-sever olarak tanımlıyorsanız, evinizde özel şan ve müzik dersleri verebilirsiniz. 

5-Moda: Titizlikle dergi kapakları ve 'kıyafetler üzerine en son trendler’i takip edenler aslında moda alanında rahatlıkla para kazanabilirler. Örneğin, moda guruları, bir müşterinin "aklının sesi" olarak gardrop oluşturmasına hizmet eder. Yine kişisel stilist olarak müşteri bulabilir. Bu işi yapacak olanların, blog açarak istikrarlı bir şekilde yayın yapmaları bilinirlikleri açısından önemlidir.

 6-Pastacılık: İnsan sağlığı söz konusu olduğundan, devlet tarafından zorunlu tutulan bazı lisansları almanız gerekebilir. Ancak, özellikle ürünler konusunda fark yarattığınızda size geri dönüşü olacak bir iştir. Pastalarınızı; ailenize, arkadaşlarınıza, yaşadığınız yerdeki insanlara ve sonrasında tüm şehre tanıtarak ilerleyebilirsiniz.

 7-Blog Yazarlığı: Kitlelere ulaşmanızın zaman alabilir ama yeterli sabrı ve disiplini gösterdiğiniz zaman bunun karşılığında reklam gelirleri elde ederek blog yazarlığından para kazanmaya başlaycaksınız. 

8-Eski Eşya Koleksiyonculuğu: Beğendiğiniz eski eşyaları toplayarak koleksiyonunuzu genişletin. Sonra bahçenizde, garajınızda ya da bir e-ticaret portalında onları, üzerlerine kar ekleyerek satışa çıkarın. Satın aldığınız ve sattığınız eşyaların antik değeri hakkında bilgi sahibi olmanız ve müşterilerinizi de aydınlatmanız onları etkileyecektir. Sizce başka hangi hobiler işe dönüştürülebilir?