31 Ekim 2012 Çarşamba

Renklerine Göre Besinlerin Faydaları


Meyve ve sebzelere sarı, kırmızı, yeşil gibi renkleri veren pigmentler, aynı zamanda güçlü kanser karşıtı etkiler gösteriyor. Başta karoten ve flavonoid olmak üzere bu pigmentler, tümörlerle savaşıyor ve bağışıklığı güçlendiriyor

Besinlere renklerini veren pigmentler, en önemli fitokimyasal gruplarından biridir. Renk, yiyeceğin görsel cazibesine katkıda bulunur ve bozulup bozulmadığını gösterir. Bunun yanında pigmentler; bedenin kansere karşı savaşına katkıda bulunan güçlü kimyasal maddelerdir. 

600'DEN FAZLA KAROTEN VAR 
Karotenler, gıdalarda en yaygın bulunan ve en iyi bilinen pigmentlerdir. Karotenler, havuç, biber, yer elması, domates gibi sebzeler ile kayısı, karpuz ve kiraz gibi meyvelerde bulunan kırmızı ve sarı pigmentlerdir. Doğada 600'ün üzerinde karoten vardır, bunların 50'si vücutta A vitaminine dönüştürülebilir. Karotenler içinde en aktif olanı (en fazla A vitaminine dönüştürüleni) beta-karotendir, fakat lutein ve likopen gibi başka karotenler daha fazla kanser karşıtı etkiye sahip olabilir. Başlıca karoten kaynakları; koyu yeşil yapraklı sebzelerdir. Yeşil renk ne kadar koyuysa, karoten yoğunluğu o kadar fazladır. 

TURUNÇGİLLERE DİKKAT! 
Bir başka önemli bitki pigment grubu ise flavonoidlerdir. Anti-alerjik, anti-viral ve anti-kanser özelliklerinden dolayı bunlara 'doğanın biyolojik yanıt niteleyicisi' denir. İyi besinsel flavonoid kaynakları arasında turunçgiller, çilek ailesinden meyveler, soğan, maydonoz, baklagiller, yeşil çay ve kırmızı şarap bulunur. Kanser riskinizi azaltmak için en önemli beslenme önerisi, kanserle savaşan meyve ve sebzelerden bol miktarda tüketmektir. Önerimiz, bu gıdalardan günde 10 porsiyon tüketmeniz. Bir porsiyon ile belirtilen ölçü, 1 bardak çiğ yapraklı sebze, yarım bardak pişmiş fasulye veya 1 orta boy meyve ile çeyrek bardak kuru meyvedir. 

SEBZELERİ ÇİĞ VEYA PİŞMİŞ TÜKETMEK FARK ETMEZ
Sebzeleri çiğ mi yoksa pişmiş mi tüketmek daha yararlıdır? Sorunun yanıtı basit: Fark etmez! Önemli olan; yeterli meyve ve sebze yemektir. Antikanser özelliği olan bileşiklerin birçoğunun çiğ gıdalardaki yoğunluğu pişmiş olanlardakinden daha fazladır. Bu nedenle meyve ve sebzelerin çiğ olarak yenmesi önerilir ancak bazı karotenler, pişmiş gıdalardan daha kolay emilir. Çiğ meyve veya sebzeleri günde en az iki porsiyon tüketmek önemlidir. Bunun yanında; lahana, brokoli, karnabahar gibi sebzeleri çiğ olarak haftada dört porsiyondan fazla tüketmemek gerekir çünkü bu besinler çiğ durumdayken tiroid hormonu üretimini bozabilecek bileşikler içerir. Sebzeleri, buharda veya zeytinyağı ile pişirmek doğrudur. Taze sebze yiyemiyorsanız, en iyi ikinci seçenek dondurulmuş olanlardır. Konserve meyve ve sebze tüketimini ise onaylamıyoruz çünkü kanserle savaşan fitokimyasalların çoğu konserve üretimi sürecinde yok edilir. 


Renklerine göre seçin

KAROTENLER
ÖZELLİĞİ: Antioksidandır, bağışıklık işlevini artırır. 
NELERDE BULUNUR: Havuç, balkabağı, ıspanak, kıvırcık, lahana, domates, taze patates gibi koyu renkli sebzeler. Kavun, kayısı, turunçgiller gibi meyvelerde bulunur.

FLAVONOİDLER
ÖZELLİĞİ: Antioksidandır, doğrudan tümör karşıtı etkiler gösterir. Bağışıklığı artırıcı özellikleri vardır. 
NELERDE BULUNUR: Çilek, kiraz, turunçgiller gibi parlak renkli meyveler, ayrıca domates, biber ve yeşillikler.

Yeni Elektrik Kaynagı İstiridye


Dalga, sınırsız enerji kaynaklarından biri... Ancak hâlâ bu potansiyelden yararlanılamıyor. 'İstiridye teknolojisi', uzmanlarca bu alanda atılmış önemli bir adım olarak görülüyor.

Rüzgâr, güneş ve biyokütleden enerji üretimi bir ütopya olmaktan çıkalı çok zaman oldu. Deniz dalgalarından enerji üretimi ise henüz emekleme aşamasında. Ancak İspanya'da bir köy dalga enerjisini kullanmaya başladı bile. 

Dalga enerjisi, sunduğu muazzam potansiyele rağmen henüz değerlendirilmemiş bir kaynak. Dalga enerjisinden tam anlamıyla yararlanılması halinde dünya enerji ihtiyacının üçte birinin karşılanabileceği hesaplanmış. 17-19 Ekim 2012 tarihlerinde İrlanda'nın başkenti Dublin'de düzenlenen Okyanus Enerjileri Konferansı'nda uzmanlar tartıştı, yenilikler tanıtıldı.

Konferansta öne çıkan projelerden biri de "Oyster" idi. İstiridye anlamına gelen Oyster, bir hidroelektrik dalga enerji jeneratörü. Oyster'i geliştiren İskoç şirketi Aquamarine Power'ın genel müdürü Martin McAdam, İskoçya'nın kuzeyindeki Orkney Adaları açıklarında bir 'İstiridye'nin deneme amaçlı enerji üretimine başladığını belirtiyor: "15 metre derinliğindeki deniz yatağına yerleştirilen makine, mekanik aksamlı bir kanada sahip. Kanadın dalga gücüyle hidrolik pistonları itmesi sonucunda pistonlardan güç alan türbin enerji üretiyor. Tıpkı bir istiridyenin açıp kapanması gibi…"

Dalgalar her yükselişinde Oyster'in kanadını aşağıya doğru itiyor. Hidrolik pistonlar dalganın gücünü türbine ilettikten sonra kanadı yeniden doğrultuyor. Deutschlandradio'nun sorularını yanıtlayan Aquamarine Power genel müdürü Martin McAdam, ayrıntılara şöyle açıklık getiriyor: "Elektrik denizde değil karada üretiliyor. Kapak iki hidrolik pistonu harekete geçiriyor. Bunlar da bir boru hattı aracılığıyla karaya su pompalıyor. Karaya pompalanan su buradaki türbinde enerji üretilmesini sağlıyor."

Enerji üretiminin ve türbinin karada bulunması, Oyster'i dalga gücünden elektrik üreten diğer teknolojilerden ayırıyor. Orkney Adaları açıklarına üç ay önce kurulan Oyster tesisi, 800 kilovata kadar enerji üretiyor. McAdam, "Bu prototip 26 metre genişliğinde. Yüksekliği ise 15 metreye ulaşıyor. Satışa sunacağımız tesisler aşağı yukarı bu büyüklükte olacak" diyor.

Aquamarine Power genel müdürü McAdam, Oyster hidroelektrik dalga enerji jeneratörünü 2015'te piyasaya sürmeyi planladıklarını belirtiyor. En büyük sorunlardan biri, Oyster'in dalga gücünü elektriğe dönüştüren diğer teknolojilerle maliyet açısından rekabet edebilir hale getirilmesi… McAdam, "Oyster'lerle enerji tarlaları kurmayı hedefliyoruz. Konseptimiz her kanat için bir türbin kurulumunu gerektirmiyor. Tek ve büyük bir türbine 10 ila 20 dolayında kanat bağlayacağız. Böylece, maliyetlerin ciddi ölçüde düşmesini sağlayacağız" diye konuşuyor.
Dalgaların gücü adına!

Martin McAdam, Oyster tesislerinin en şiddetli fırtına ve yüksek dalgalara dahi dayanacak güçte olduğuna dikkat çekiyor: "Oyster'ler, aynen bir istiridye gibi, dalgaların fazlasıyla yükselmesi halinde kanatlarını kendiliğinden kapatıyor. Bu özelliği Oyster'i koruyor. Makinemiz bu yönüyle birçok teknolojiye kıyasla bir fırtına halinde de çalışıyor."

Kış aylarında İskoçya kıyılarında şiddetli fırtınalar görülebildiğini vurgulayan uzmanlar ise bu dönemin Oyster teknolojisi açısından da bir sınav olacağını belirtiyorlar.


Memur Atamaları Kasım 'da


İş güvencesi ve sağladığı mali imkânların her geçen gün artması memurluk talebinde patlama yarattı.

Milyonlarca lise, üniversite mezunu Kamu Personel Seçme Sınavları'na (KPSS) sınavlarına yönelirken genç adayların 2012 için beklediği atama tarihi de netleşti. Devlet Personel Başkanlığı, ikinci yerleştirmeleri 19-28 Kasım arasında yapacak. Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre son 10 yılda 316 bini öğretmen olmak üzere toplam 908 bin kişi memur oldu. En büyük alım 140 bin memurla geçen yıl olurken, bu yıl kamuya 70 bin kişi alındı. Gelecek yılın bütçesinde ise 9 bin personel alımı öngörülüyor. Bütçeden kamu çalışanlarına ayrılan pay geçen yıl yüzde 28'e bu yıl da yüzde 30'a ulaştı. Haziran ayında, KPSS sınav sonuçlarına göre kamu kurum ve kuruluşlarına toplam 17 bin 387 kadro ve pozisyon için yerleştirme talebinde bulunuldu. 

20 bin alım yapılacak 
Gelen talebin yüzde 16.73'ü orta öğretim, yüzde 27.47'si ön lisans ve yüzde 56'sı da lisans düzeyinde oldu. Bu yıla ilişkin ikinci atamalar ve tercihlerin ne zaman yapılacağı en çok merak edilen konu. Bu yıl için öngörülen 70 bin memur alımı kapsamında yılsonuna kadar da 20 bine yakın alım gerçekleşecek. 


Google 'ın Nexus Tableti Göründü


Google Samsung yapımı yeni tablet ortaya çıktı. İşte Nexus 10'un özellikleri ve fiyatı...

İnternet devi Google, yeni tableti Nexus 10'u tanıttı. Samsung'un üretimini üstlendiği yeni tablet, Android 4.2 işletim sistemini kullanıyor.

Cihazın teknik özelliklerine gelince... 10 inç'lik ekran, 2560x1600 piksel ekran çözünürlüğü, ekranların çizilmesini önleyen Gorilla Glass teknolojisi, 5 megapiksel arka - 1.9 megapiksel ön kamera, 9 saat batarya ömrü, 604 gram ağırlık ve NFC desteği...

13 Kasım itibariyle Google Play üzerinden satışa sunulması beklenen Google Nexus 10'un 16 GB modeli 399, 32 GB'lık modeli ise 499 dolarlık fiyat etiketiyle kullanıcıların karşısında olacak.



Windows 8 'de Gizli Kalanlar


Windows 8'de pek bahsedilmeyen bu 10 işlev, size onu daha da çok sevdirecek!

Yeni giriş ekranı, hızlı açılış, uygulama mağazası ve fazlası... Artık Windows 8'deki yenilikleri az çok biliyorsunuz. Peki ya sesi pek çıkmayan, ancak işinizi kolaylaştıracak diğer pratik yeniliklerden haberdar mısınız? İşte atlamış olabileceğiniz 10 gizli Windows 8 özelliği.

10. Otomatik bakım yapın: Windows 8, yazılım güncellemeleri, güvenlik taraması gibi bakım işlemlerini hergün çalıştıran yeni bir özelliğe sahip. Varsayılan olarak gece 3:00'de veya PC'niz boştayken çalıştırılan bu testlerin saatini Eylem Merkezi'nden değiştirebilirsiniz.

9. Arama çubuğundaki uygulamaları özelleştirin: Giriş ekranında arama yaptığınızda arama çubuğu altında bir uygulama listesi göreceksiniz. Bunların bir tanesine tıklayarak aynı terimi belirli bir uygulama içinde aratabilirsiniz. Peki bu listeyi değiştirebileceğinizi biliyor muydunuz? Charms çubuğunu açın (Win+C), Ayarlar'a tıklayın ve PC Ayarlarını Değiştir'e tıklayın. Sol taraftan Arama'ya tıklayın ve bu menüde görmek istemediğiniz uygulamaları kapatın.

8. Gizli "Aero Lite"ı etkinleştirin: Windows 8'in test yapılarında "Aero Lite" adında Aero'nun saydamlık özelliklerinin bazılarını alan bir tema vardı. Windows 8'de bu tema görünmüyor, ancak onu Themes klasöründe bulmanız mümkün. Buradaki birkaç küçük ince ayarla onu Kişiselleştirme penceresinde tekrar görünür hale getirebilirsiniz.

7. Giriş ekranı animasyonunu açın: Windows 8'i ilk açtığınızda giriş ekranınızın gösterişli bir animasyonla ekrana geldiğini fark etmiş miydiniz? Bu animasyon giriş ekranını bir daha açtığınızda daha basit bir animasyonla değiştiriliyor. Ancak ilk animasyonu varsayılan hale getirmeniz mümkün. Kayıt defterinde HKEY_CURRENT_USER\Software\Microsoft\Windows\CurrentVersion\ImmersiveShell\Grid altında Launcher_SessionLoginAnimation_OnShow adında bir DWORD değeri oluşturun ve değerini 1 olarak ayarlayın. Hepsi bu kadar, giriş ekranınızdaki animasyon etkin hale gelecektir.

6. Windows Gezgini'nde simgeleri özelleştirin: Windows 8'de oluşturduğunuz yeni kitaplıklar için istediğiniz simgeyi seçebilirsiniz. Kitaplığa sağ tıklayın, Özellikler'e gidin. Simgeyi alttaki düğme yardımıyla seçebilirsiniz.

5. Giriş ekranında uygulama grupları oluşturun: Giriş ekranında bazı uygulamaların farklı gruplara sahip olduğunu fark etmişsinizdir. Uygulamaların döşemesini boş bir alana sürükleyerek kendiniz de yeni bir grup oluşturabilirsiniz. Bir gruba isim vermek için sağ alttaki küçük düğmeye tıklayıp gruba sağ tıklayın.

4. Daha hızlı ekran görüntüsü alın: Windows 8'de ekran görüntüsü almak için Print Screen'e basıp, bir görsel düzenleyici yazılım açıp, yapıştırıp kaydetmenize gerek yok. Win+Print Screen (veya tablette Win+Ses kısma tuşu) klavye kısayolunu kullanarak ekran görüntüsünü Resimler klasörüne PNG biçiminde kaydedebilirsiniz.


3. Giriş ekranındaki satır sayısını düzenleyin: Giriş ekranında gösterilen satır sayısını azaltmak istiyorsanız (örneğin duvar kağıdınızın daha iyi görünmesi için), küçük bir kayıt defteri ayarlaması yapmanız yeterli. Regedit'i çalıştırın ve  HKEY_CURRENT_USER\Software\Microsoft\Windows\CurrentVersion\ImmersiveShell\Grid anahtarına gidin. Layout_MaximumRowCount değerini bulun, yoksa bu isimde bir DWORD (32-bit) değeri oluşturun. Yeni değere çift tıklayın ve giriş ekranında gösterilmesini istediğiniz satır sayısını girin (3 gibi). Bu ince ayarla küçük monitörlerde daha çok döşeme göstermenizin mümkün olmadığını söyleyelim.

2. Sıçrama listelerindeki son belgeleri gizleyin: Windows 8'de sıçralama listeleri üzerinde daha çok denetime sahipsiniz. Tercihlere ulaşmak için görev çubuğuna sağ tıklayın, Özellikler'e tıklayın ve Sıçrama Listeleri sekmesine tıklayın.

1. Çoklu monitörlerden daha fazlasını alın: Birden çok monitörünüz varsa görev çubuğunuzun diğer monitörünüze uzadığını fark etmişsinizdir. Ancak dahası da var. Win+PageUp klavye kısayolunu kullanarak şu anki uygulamayı soldaki monitöre, Win+PageDown ile sağdaki monitöre taşıyabilirsiniz.
29 Ekim 2012 Pazartesi

Her Gün Farklı Uyusturucu Madde Kullanarak Kendi Portresini Çizdi


İnternette dolaşırken böyle garip bi çalışmaya rastladım, paylaşmak istedim. Uyuşturucu maddeler kullanmak elbetteki her ne kadar kimse tarafından onaylanmasada maalesef bunları kullananların sayısı hiçte azımsanacak gibi değil..

Uyuşturucu kullanarak farklı bir çalışma yapanına ilk defa rastladım. İsmini bulamadığım bu ressamımız hergün farklı uyuşturu madde alarak kendi portesini çizmiş. Sadece fotoğraflara bakarak bile maddelerin insan sağlığı için ne kadar zarar verici olduğunu, hangisinin daha zararlı olduğunu anlamanız bile mümkün neredeyse. 

Buraya en bilinen, ismi duyulan maddelerin fotoğraflarını atıyorum. Facebook 'da herkese açık bir albüm oluşturdum dileyen buraya tıklayarak diğer çalışmalarada bakabilir. Bakmanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.





Adderall

Ativan Haloperidol

Hydrocodone, Oxycodone, Xanax

Kokain

Loritab

Morfin

Marijuana

Trazodone

Xanax


Muhtesem Kadın Rekorlar Kitabında


ABD’nin Teksas eyaletinden Alicia Richman, bir yılda 314 kilo anne sütü bağışlayarak bu alanda Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.

CBS DFW’nin haberine göre Granbury’de yaşayan 28 yaşındaki kadın, 2011 martında bir bebek dünyaya getirdi. Oğlu Drake’in tüketebileceğinden çok daha fazla sütü olduğunu görünce, Kuzey Teksas Anne Sütü Bankası adlı kâr amacı gütmeyen kuruluşa Haziran 2011-Mart 2012 döneminde litrelerce bağış yaptı. İki buzdolabının dondurucusunun sürekli tıkabasa süt dolu olduğunu belirten Richman, böylece hasta ve prematüre binlerce bebeğin süt annesi oldu. 

Hürriyet


Dünyada En Çok Kullanılan Sifreler


Dünyanın en çok kullanılan şifresi, yine İngilizce'de şifre anlamına gelen "password" oldu. Listede ikinci sırayı kolaylığıyla ünlenen "123456", üçüncü sırayı da "12345678" aldı.

SplashData'nın hackerların yayınladığı bu listeyi yayınlaması üzerine, uzmanlar, daha önce birçok kez kolay ya da tahmin edilebilir şifrelerden kaçınmaları konusunda internet kullanıcılarını uyardıklarını fakat yine de en kolay şifrelerin en çok kullanıldığını belirtiyorlar.



İşte dünyada en çok kullanılan o şifreler:

1. password
2, 123456
3. 12345678
4. abc123
5. qwerty
6. monkey
7. letmein
8. dragon
9. 111111
10. baseball
11. iloveyou
12. trustno1
13. 1234567
14. sunshine
15. master
16. 123123
17. welcome
18. shadow
19. ashley
20. football
21. jesus
22. michael
23. ninja 
24. mustang
25. password1


Splashdata'nın şifre güvenliği için önerileri:

- Mutlaka 8 karakter ya da daha fazla karakterli şifre kullanın. Şifrenizde sayılar, harfler ve kullanabildiğiniz diğer karakterler de olsun.

- Her sitede aynı şifreyi kullanmayın.

- Eğlence sitelerinde mail şifrenizi asla kullanmayın.

40 Yas Üzeri Insanlara Süper Gıdalar


İngiliz beslenme uzmanları vücudun yağ yakımının zorlaştığı 40 yaş sonrasında kalp hastalıkları ve obeziteye yakalanma riskini azaltan 8 süper yiyeceği 'Daily Mail' gazetesi için listeledi.

İngiliz beslenme uzmanları ülkenin yüksek tirajlı "Daily Mail" gazetesine 40 yaş üstündekilerin sağlıklı yaşam sürmeleri için tüketmeleri gereken 8 süper yiyeceği listeledi. Bilim insanlarının listeyi hazırlarken yola çıkış noktası 30 yaşından sonra insan metabolizmasının yavaşlaması, bu nedenle yağı yakmanın zorlaşmasıyla kolay kilo verilememesi. İnsan hayatında geçen her 10 yılda vücudun yaktığı enerji miktarı yüzde 7 civarında azalıyor. 

İşte obezite, kalp hastalıkları, diyabet ve benzeri sorunların ortaya çıkmasını engellemek için İngiliz uzmanların tavsiye ettiği 8 süper yiyecek; 

YULAF 
40 yaş sonrası tüketilebilecek gıdaların başında geliyor. Günde en az 3 gram tüketilecek yulaf kolesterol oranını yüzde10 azaltıyor. Düşen kolesterol kalp hastalığına yakalanma riskini yüzde 2 azaltıyor. Yulafın bu özelliği içeriğinde bulunan beta-glucanlardan kaynaklanıyor. 

KİRAZ 
Kiraz ve vişne orta yaşta belirtileri ile ortaya çıkan gut hastalığı ve kireçlenmeye karşı koruma sağlıyor. Bu meyveler antioksidan bakımından zengin olduğu için gut hastalığına bağlı ürik asit seviyesini dengeliyor. Uzmanlar kahvaltıda 200 gram kiraz yenilmesini öneriyor. Kirazın meyve suyu olarak da haftada 4 kez içilmesi tavsiye ediliyor. 

BADEM
Kan şekeri seviyesini dengeleyerek kolesterolü düşürüyor. Günde 60 gram badem kan şekeri seviyesini bir ay sonunda yüzde 9 düşürerek diyabet ve kalp damar hastalıklarına karşı koruma sağlıyor. 


BALIK 
Omega 3 içeren balık kalp atış nızını ve tansiyonu düzenler. Haftada en az 3 kez yenmesi tavsiye edilir. 

FASULYE
Kemikleri kuvvetlendirir, erkeklerde cinsel üretkenliğe olumlu katkı yapar. Kolestrol seviyesini düşürür. Haftada iki veya üç kez yenmeli. 

DOMATES 
Güçlü bir antidoksan kaynağı. Kanser hücrelerinin yayılmasını önler. Damarları korur. 20 dakikalık bir ekzersiz sonrası içilen 150 miligramlık domates suyu kanser ve kalp hastalıklarına karşı korur. 

SÜT
Tam yağlı süt içmek 50 yaşından sonra muhtemel kas kayıplarını azaltır. Kemikleri güçlendirir. Uzmanlar günde bir bardak süt içilmesini öneriyor. 

TAVUK 
Mükemmel bir protein kaynağı. 200 gramlık derisi yüzülmüş bir göğüste 60 gram protein var. Kilo kontrolü ve kas şekillendirmeyi sağlar.

Taklit Ustasından Harika Ürün


"Çakma" iPhone 5'i ile Apple'ı dava etmeye kalkışan Çinli şirketten, süper bir Apple "çakması" daha!

Ünlü tasarım taklidi ustası GooPhone güldürmeye devam ediyor... Hatırlayacağımız üzere Çinli şirket henüz iPhone 5 piyasaya çıkmadan GooPhone i5 adında taklidini yapmış, üstüne bir de Apple'a patent davası açmıştı. Ancak Çinli şirket kopyalama işlemine son verecek gibi görünmüyor. Şimdi de iPad Mini'nin ucuz versiyonu GooPad Mini'yle karşımızdalar.

GooPhone, 99 dolardan piyasaya süreceği 8 inçlik cihazının Apple'ınkinden daha etkileyici olduğunu düşünüyor. Üstelik şirket birçok teknoloji devinin yapamadığını yapıp GooPad Mini'yi Android JellyBean önyüklenmiş olarak sunacak. iOS 6 görünümü sayesinde dopdolu bir Apple deneyimi de sunacağı söylenen GooPad Mini 1.4Ghz işlemci, 1GB RAM ve 8 GB belleğe sahip. Tüm bu özellikler, cihazın şık ve ince alüminyum gövdesine sığdırılmış.

Kötü haber ise GooPad Mini piyasaya iPad Mini'den önce çıkmayacak. Bu da Çinli şirketin Apple'ı dava etme şansını kaçıracağı anlamına geliyor..


27 Ekim 2012 Cumartesi

Türklerin Internet Kullanım Alıskanlıgı

Türk Telekom, Ipsos KMG tarafından 2012 yılının ilk çeyreğinde gerçekleştirilen, Türkiye'de bilgisayar ve internet kullanım detayları ile alışkanlıklarımızı ortaya koyan araştırmanın sonuçlarını yayımladı.

Türkiye'deki internet kullanıcıların yüzde 60,9'u erkek, 39,1'i ise kadın. İnternet kullanıcılarının yüzde 50,9'u ise 18 – 34 yaş aralığında yer alıyor. İnternet kullanan hanelerin yüzde 87'si interneti sörf yapmak amacıyla kullanırken, Facebook'a girmek ikinci sırada yer alıyor.

Türk Telekom, Ipsos KMG tarafından 2012 yılının ilk çeyreğinde gerçekleştirilen, Türkiye'de bilgisayar ve internet kullanım detayları ile alışkanlıklarımızı ortaya koyan araştırmanın sonuçlarını yayımladı. Türkiye genelinde 38 ilde yüz yüze gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye'de 19,1 milyon hanenin yüzde 52'sinde bilgisayar, yüzde 41'inde ise internet bağlantısı mevcut.

Araştırmaya göre, bilgisayarı olan hane sayısı çoğalırken, internet kullanımı da buna bağlı olarak artış kaydediyor. En çarpıcı sonuç ise internet kafelerden internete bağlanmanın gözle görülür şekilde düştüğü. Türkiye'deki internet kullanıcıları internete daha çok evden bağlanırken hanelerde en çok tercih edilen internet bağlantısı ADSL olarak gözlendi. Türkiye'deki hanelerin yüzde 31,2'si ADSL bağlantısını kullanırken 3G modem, kablo ve fiber gibi diğer bağlantı türlerinin sahipliği oranı yüzde 9,9 oldu.

İnternet bağlantısına sahip olan hanelerin yüzde 96'sı mevcut internet bağlantısını değiştirmeyi düşünmüyor. ADSL bağlantısı olan hanelerin yüzde 74,6'sı yeni bağlantı için yine ADSL'i düşünürken, ikinci sırada fiber geliyor.

2 evden birinde bilgisayar var

Araştırma, internet kullanıcılarının cinsiyet ve kullanım alışkanlıklarını da ortaya koyuyor. Türkiye'deki internet kullanıcıların yüzde 60,9'u erkek, 39,1'i ise kadın. İnternet kullanıcılarının yüzde 50,9'u ise 18 – 34 yaş aralığında yer alıyor.

Türkiye'deki 19,1 milyon hanenin yüzde 51,7'sinde yani yaklaşık 9,9 milyon hanede bilgisayar bulunuyor. Tüm hanelerin yüzde 34,6'sında masaüstü, 20,6'sında dizüstü bilgisayar bulunuyor. Hem masa üstü hem de dizüstü bilgisayar bulunan hane sayısı ise yüzde 4,2. Yeni nesil bilgisayar ürünleri olan netbook (yüzde 0,7) ve tablet (yüzde 0,2) bulunurluğu ise hayli düşük.

İnternet sahibi haneler interneti en çok sörf yapmak (yüzde 87) ve Facebook'a girmek (yüzde 82) için kullanıyor. Bunu yüzde 76 ile e-posta kontrolü, yüzde 71 ile yazılı mesajlaşma/chat yapma izliyor.


Türkiye'de internet bağlantısına sahip hanelerin internet kullanım amaçları şöyle:

**Hanelerin internet kullanım amaçları** 
------------------------------------------- 

İnternette gezme/inceleme 87% 

Facebook 82% 

E-mail 76% 

Yazılı mesaj/chat yapma 71% 

Müzik/radyo dinleme 67% 

Film/video izleme 66% 

Haber/gazete okuma 61% 

Görüntülü-sesli görüşme 59% 

Sesli görüşme 56% 

Oyun oynama 55% 

Müzik indirme 54% 

CD-DVD oyunları 45% 

Film/video indirme 44% 

TV izleme 41% 

Diğer sosyal medya 37% 

E-devlet işlemleri 32% 

Twitter 31% 

Yazılım indirme 29% 

İnternetten alışveriş 24% 

İnternet bankacılığı 23%

Mide Kanserinin Düsmanı


Şanlıurfa’da isotun fazla tüketilmesi sebebiyle mide kanseri daha az görülüyor.

Güneydoğu'da kanser üzerine istatistiksel araştırmalar yapan Uzman Doktor Haluk Yeşilbağdan, Şanlıurfa'da mide kanserinin diğer kanser türlerine göre daha düşük oranda olduğunu ve bunun sebebinin isot tüketiminin fazla olmasından kaynaklandığını kaydetti.

Uzman Dr. Haluk Yeşilbağdan, Diyarbakır'da, Batman'da, Van'da, Erzurum'da ve Muş'ta mide kanserleri ikinci ve üçüncü sırada yer alırken, Şanlıurfa'da bu sıralamanın yedinci ve sekizinci sırada yer aldığını söyleyerek, "O bölgelerde mide kanseri oranı daha fazlayken, Şanlıurfa isot tüketiminin fazla olmasından dolayı mide kanseri sıralamasında yedinci ve sekizinci sırada geliyor. Biz mide ve bağırsak problemi yaşayan hastalarımıza diyet verirken, biber ve biber ürünlerini kesinlikle yasaklamıyoruz. Gözlemlerimize göre isotun hiçbir hastalığa yan etkisi yoktur. Aksine antikanserojen bir yapısı bulunduğu için insan sağlığına gayet faydalı bir besin. Biz isotu sadece yüksek derece reflüsü ve hemoroidi bulunan hastalarımıza yasaklıyoruz" dedi.

Yeşilbağdan, isotun bol miktarda C vitamini ve diğer vitaminleri içerdiği için, bol bol tüketilmesini öneriyor.


Giyilebilir Bilgisayarlar


Intel, giyilebilir bilgisayarlar üretebilmek için çok ince işlemciler üretmeye çalışıyor!

Intel sözcüleri, bir röportajda, giyilebilir bilgisayarların iki ile beş yıl içinde mümkün olacağının müjdesini verdiler. Bu amaçla çalışmalar yaptıklarını vugulayan Intel, daha önceki çalışmalarda çok kaba ve ağır modellerin ortaya çıktığını ancak, sıradan, normal bir kıyafet veya aksesuar gibi görünecek bilgisayarlar üretmek için gereken çok küçük işlemcileri mümkün kılacak teknolojiler geliştirdiklerinin de altını çizdi.

Intel, giyilebilir bilgisayarları şöyle anlatıyor: "Bir toplantıda biriyle tanışırken el sıkışmak üzereyken, üzerinizdeki bilgisayarın size onun kim olduğunu, adını, yaşını, özgeçmişini söylediğini düşünün... Ayrıca bu insanla daha önce tanışmışsanız, bilgisayarınızın size onunla nerede tanıştığınızı hatırlattığını hayal edin."

Böyle bir cihazı, çok küçük işlemciler sayesinde hayata geçirmek mümkün olabilecek. Kıyafetlere, aksesuarlara adapte edilebilecek ve dışarıdan varlığı hissedilmeyecek bu bilgisayarlar, çevredeki başka bilgisayarlarla iletişim halinde olabilecek ve elbette gözlük gibi saydam bir LCD ekran sayesinde kullanıcının verilere kolayca ulaşmasını sağlayacak. Ayrıca göz hareketleri veya sesli komutlarla hatta minik kas hareketleriyle kolayca kumanda edilebilecek.

Intel'e göre bu işlemciler, Atom işlemcisinin çeyreği boyutlarında olacak ve 1,2 Watt enerjiyle çalışan Atom'lardan bile daha az enerji isteyecek. Miliwatt seviyelerinde enerji ile çalışabilecek. Ayrıca mikroişlemciler dahili grafik işlemcisi ve hafıza ile gelecek. Böylece çok daha ince, çok daha küçük giyilebilir bilgisayarlar üretmek mümkün olacak. 

Bir kolye veya bilezik gibi takılabilecek bu bilgisayarların, önümüzdeki beş-on sene içinde, çok yaygınlaşacağı ve günlük yaşamın bir parçası olacağı tahmin ediliyor.


SimCity Geri Geliyor


Simcity'nin yeni sürümünün ne zaman oyunseverlere sunulacağı belli oldu.

Yıllardır kullanıcılara en detaylı şekilde şehir kurduran ve o şehire belediye başkanı yapan Simcity geri dönüyor. EA, Simcity'nin ABD'de ilk olarak 5 Mart tarihinde satışa sunulacağını duyurdu.

Avrupa içinse bu tarih 8 Mart olarak belirlendi. Oyunun beta sürümü ağustos ayında yayınlanmıştı.

Yenilikçi yapay zeka sayesinde oyundaki hemen her nesne, Glassbox işlemcisiyle çalışacak. Bu sebeple daha gerçekçi simülasyonlar elde edilecek.

Oyunun fiyatıyla ilgili herhangi bir bilgi yok ancak oyunu Origin servisi üzerinden indirebileceğiniz gibi DVD formatında da oyuna sahip olabilirsiniz.


17 Senedir Degismedi


Windows 7, Vista, XP, 98 ve diğerleri... Piyasaya sürülen tüm yeni Windows'lar hep aynı şeyi yaşıyor.

Windows 8'in başarılı olup olmaması, birçok çevre tarafından Microsoft'un hayatını sürdürebilesiyle eşleştiriliyor. Ancak benzer tahminler, Windows 7, Vista, XP, Windows 98 ve Windows 95 için de yapılmıştı. Yani Microsoft'un Windows ile büyük bir kumar oynadığını söylemek, her Windows tanıtımının kaçınılmaz bir unsuru diyebiliriz.

Windows 8, yepyeni bir arayüz, Windows RT tabletler ve fazlasıyla geliyor. Dolayısıyla Windows 8'in sıradan bir güncelleştirme olmadığını kabul ediyoruz. Peki Windows 8 başarıya ulaşabilecek mı? Birçok uzamana göre evet; ancak Windows 8'i yerden yere vuran, değişikliklerin kullanıcıları başka platformlara kaçıracağını söyleyen uzmanlar, analistler da var. Ancak Windows 8 başarısız olsa dahi gelirlerinin çoğunu işyerlerine verdiği lisanslardan elde eden Microsoft'un çökmesine neden olması güç.

İşte Windows Windows 95'den bu yana Windows'lar hakkında yapılan karamsar tahminler.

Windows 95

Windows 95'in sahip olduğu "Microsoft Network" işlevinin ABD Savunma Bakanlığı'nı tekelcilik konusunda harekete geçireceği ve bunun Windows'un sonu olacağı düşünülüyordu. AOL, Compuserve ve Prodigy gibi çevrimiçi ağlar, Microsoft'un bu hizmeti ile kendisine avantaj sağlayacağı düşüncesindeydiler.

Windows 98

Felaket senaryoları, şirketin tekelcilik karşıtı davalara boyun eğeceğini söylüyordu. Windows 98, piyasaya sürüldüğünün 3. gününde ABD Adalet Bakanlığı tarafından mahkemeye taşındı. Microsoft'un ABD tarafından suçlanmayı kaldırıp kaldıramayacağı uzun süreler tartışıldı.

Windows XP

26 Ekim 2001'de yayınlanan Windows XP, 11 Eylül'deki terörist saldırısıyla aynı döneme denk geldiğinden eleştirilmişti. Etkinlik ise olay yerinden sadece birkaç kilometre uzakta Marquis Theater'da yapılmıştı. Bunun yanında Windows XP'deki güvenlik ve Passport özelliği, çok eleştirilmişti.

Windows Vista

Microsoft, gayet hantal bir işletim sistemi olan Vista'yı 8 Kasım 2006'da tanıttığında işletim sisteminin Microsoft için son başlangıcı olduğu yorumları yapılmıştı. Açık kaynak kodlu yazılımın ve bulut trendinin yükseldiği bir dönemde Windows Vista, başarısız olmaya mahkumdu.

Microsoft'un son şansı Windows 7

Windows 7 çıkarken Vista kullanıcıları o kadar bezginlerdi ki, 7'nin Microsoft için bir ölüm kalım meselesi olduğunu düşünüyorlardı. Eleştiriler, Microsoft'un bulut teknolojisini atladığını söylüyordu ve bu, şirketin sonunu getirebilirdi.


26 Ekim 2012 Cuma

Telefonda Tercüme Devri


Japonlar telefonda konuşurken simültane tercüme yapan teknolojiyi geliştirdi.

Japonya'da ülkenin en büyük cep telefonu şebekesi NTT Docomo'nun uygulaması, Japonca'yı şimdilik İngilizce, Mandarin ve Korece dillerine çeviriyor. Bunu başka dillerin izlemesi bekleniyor. 

NTT Docomo'nun bu ay bir fuarda tanıttığı uygulama, Android telefonlar için üretildi. 1 Kasım'da piyasaya sürülecek olan uygulama, karşıdaki kişinin konuşması bittikten kısa süre sonra sesli bir çeviri sunuyor. Ayrıca metinleri okuyup, sesli çeviri yapma olanağına sahip.


Obezite 'den Daha Tehlikeli


Obez olmayabilirsiniz hatta normal kilolu bile olabilirsiniz ama eğer yağlanma bel bölgesinde ise dikkat! Çünkü uzmanlar uyarıyor; "Bel bölgesindeki yağlanması olanların kalp hastalığından ölme riski obezlerin kalp hastalığından ölme riskinden bile daha fazla. Bu bölgedeki yağlar kötü yağlar."

ABD'de yapılan araştırmalara göre bel bölgesindeki yağlanma kardiyovasküler bir hastalıktan ölme riskini 2.75 kat artırıyor. Ayrıca aynı durum başka nedenlerden dolayı erken ölme ihtimalini de 2.08 kat artıyor.

Minnesota'daki Mayo Clinic'ten kardiyolog Dr. Francisco Lopez-Jimenez "Daha önce yaptığımız araştırmalarda merkezi obezitenin kötü olduğu ortaya çıkmıştı ancak son araştırmalarda obezite söz konusu olmasa bile bel bölgesinde yağlanma olan normal kilolu insanlarda yarattığı sorunun da son derece önemli olduğunu öğrendik."

12 Bin Kişi İncelendi

18 yaş üstü 12 bin 785 insanın üzerinde yapılan araştırmada normal kilolu, fazla kilolu ve obez insanlar incelendi. Ancak araştırmaya katılan gönüllülerin bel bölgesinde yağlanma olmasına dikkat edildi. Araştırma süresince, ölçüleri alınan gönüllülerden 2 bin 562 kişi hayatını kaybederken 1138 kişinin ölümüne kardiyovasküler hastalıklar neden oldu.

En yüksek ölüm riskinin de normal beden kitle endeksine rağmen bel bölgesi geniş olanlarda olduğu görüldü. Araştırma sonuçlar bu hafta Münih'te düzenlenen Avrupa Kardiyoloji Kongresi'nde açıklandı.


28 Ekim 'de Saatler Geri Alınıyor

Yaz saati uygulaması bu hafta sonu sona erecek. 28 Ekim pazar günü saat 04.00'te saatler 1 saat geri alınacak.

Yaz saati uygulamasına 25 Mart 2012'de başlanmıştı. Gün ışığından daha fazla yararlanmayı amaçlayan uygulama, çalışma saatlerinin günün güneşli bölümüne denk gelmesini sağlıyor.

Ayrıca aydınlatmada elektrik enerjisi daha az kullanıldığından tasarrufa da neden oluyor. Yaz saati uygulamasıyla, akşam saatlerinde en yüksek değerine ulaşan enerji talebinin (puant gücü) azaltılması hedefleniyor. Uygulamanın başlangıç ve bitiş tarihleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla belirleniyor. 


Twitter 'a Yeni Buton Geliyor


Twitter iki yeni buton üzerinde çalışıyor. Peki kullanıcılar için değişen bir şey var mı?

Popüler sosyal ağ portalı Twitter'da değişim rüzgarları esiyor. The Next Web'in haberine göre halihazırda kullanımda olan Favori butonu yakında değişecek. Şirket, Beğen ve Yıldız isimli iki buton arasında çalışıyor.

Twitter yeni butonlar için henüz açıklama yapmamış olsa da yeni butonlar sayesinde kullanıcılar herhangi bir twiti beğenebilirken, dilediklerini de yine favori listesine ekleyerek sonradan görüntüleyebilecek.

Yeni butonlarla şu an için Twitter'ın neyi hedeflediği ise gizliliğini koruyor.


Zuckerberg 'i Haklı Çıkaran Olay


Sosyal medya devi Facebook üçüncü çeyrekte 59 milyon dolar net zarar açıkladı ancak kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg’in yüzü gülüyor.

Özellikle mobil telefon uygulamalarındaki reklam gelirlerine yoğunlaşan şirket yatırımın meyvelerini toplama başladı. Facebook’un kazancı üçüncü çeyrekte yüzde 32 artarak yaklaşık 1.3 milyar dolara yükseldi.

Zuckerberg, şirketlerin mobil cihazlarından Facebook’a giren üyelerin ilgisini çekebilmeleri için bir dizi yatırım yapma kararı almıştı. Şirket, Mart ayından bu yana akıllı telefon ve tabletlerde kullanılmak üzere yedi ek özellik yarattı. Eklenen yeni özellikler sayesinde Facebook’un mobil cihazlardan elde ettiği kazanç yüzde 14 arttı.  

Şirketin mobil alandaki büyüme potansiyelinin ümit verici olduğunu açıklayan Zuckerberg, kullanıcıların artık masaüstü bilgisayarlar yerine mobil cihazları tercih ettiğini söyledi. Kullanıcıların harcadıkları zaman baz alındığında şirketin mobil cihazlara verilen reklamlardan daha rahat kazanç elde edeceğinin ortaya çıktığını belirten Zuckerberg, ancak çoğu kişi bu gerçeği görmezden geliyor dedi.  

Facebook’un 1 milyardan fazla kullanıcısının yüzde 60’ı mobil cihaz üzerinden aktif oluyor. Bu rakam geçen sene yüzde 47’ydi.  Bununla beraber EMarketer’a göre Facebook, mobil cihazlardan elde edilen reklam geliri sıralamasında yüzde 2.8 pazar payıyla altıncı sırada. Listede birinci sırada ise yüzde 55’lik pazar payıyla Google bulunuyor. 


24 Ekim 2012 Çarşamba

Facebook 'u Öldürecek 10 Madde


Facebook asla ölmez diyor olabilirsiniz ama aslında bu 10 şey, onu rahatlıkla öldürebilir...

Facebook'ta haber kaynağını gözden geçirmediğimiz, gelen uyarılara incelemediğimiz, arkadaşınızın mezuniyet partisi fotoğraflarına bakmadığımız bir gün yok gibi. Sosyal devin bugün 900 milyon kullanıcısı var ve bu sayı her geçen gün artıyor. Yani Facebook, tam anlamıyla bir sosyal canavar halini almış durumda. Peki bu canavarı yerle bir edecek hiç bir güç yok mu? Araştırdık.

1. Mobil kullanım

Facebook'u da endişelendiren mobil platformlarda ekran küçük olduğundan küçük reklamlara tıklanma/dokunma ihtimali düşüyor. Mobil dünyada reklamsız, daha az ticari içeriğe sahip hizmetler tercih ediliyor.

2. Rakipler artıyor

Tumblr, Pinterest gibi siteler, ilgi çekici içeriği anında sunuyorlar ve bu özellikleriyle kullanıcının ilgisini çekiyorlar. Özgün bir tasarıma sahip yeni bir site, eski sitelerin yerini hızlıca alabiliyor.

3. Gizlilik endişeleri

Gizlilik açısından Facebook'un iyi bir geçmişi bulunmuyor. Kullanıcılar bir gün aniden Facebook'a güvenmemeyi tercih edip diğer hizmetlere göç edebilirler.

4. Depolama masrafları

Artan kullanıcı sayısı, artan video çözünürlükleri, daha büyük depolama alanına ihtiyaç duyulacağını gösteriyor. Bu ise şirkete olan depolama maliyetinin artacağı anlamına geliyor.

5. Yatırımcılar memnun değil

Facebook'un düşünüldüğü kadar değerli bir şirket olmadığı ortaya çıktı. Bu, uzun dönemde yatırımcıların iş planlarını eleştirmesiyle, Facebook'un gizlilik ihallerini gündeme taşımalarıyla sonuçlanabilir.

6. Zuckerberg etkeni

Teknolojide parlak bir fikir hızlı bir yükseliş sağlayabilir. Ancak popüler bir hizmeti geniş bir kurum haline getirmek, finansal yöntime, yönetim becerisine ve fazlasına dayanan farklı bir vizyon gerektirebilir.


7. Vizyon darlığı

Facebook'un ne işe yaradığını ve ne olduğunu biliyoruz. Fotoğraf, durum ve video paylaşmada bugün Facebook'un eline su dökecek bir hizmet olmayabilir. Ancak Facebook'un hayatını sürdürüp sürdüremeyeceği, uzun dönemdeki vizyonuna bağlı. Bugünkü çocuklar, 25 yaşına geldiklerinde durum güncellemelerini Facebook üzerinden yapmaya devam edecekler mi?

8. Sosyal parçalanma

Facebook, herkese yönelik bir sosyal ağ. Google+ daha çok teknik kullanıcıların merkezi haline gelirken Instagram, daha çok görsel zekaya önem verenlerin, Reddit ise güçlü fikirlere sahip olanların mekanı haline geldi. Gelecekteki sosyal ağlar, sadece fotoğrafçılara ve sporseverlere yönelik olabilir.

9. Beklenmedik felaketler

Güçlü bir deprem, Facebook'un bir veri merkezini devre dışı bırakabilir. Facebook ağına yayılan bir virüs, hizmeti haftalarca etkisiz bırakabilir. Facebook'un eklediği yeni bir özellik ise içindeki bir hata nedeniyle başkalarının verilerini size sızdırabilir. 900 milyon kullanıcıya sahip bir sosyal ağın başına gelecek bu tür bir sorun, kullanıcıların toplu olarak diğer hizmetlere geçmesine neden olabilir.

10. İnsanların Facebook'tan sıkılması

Özel hayatımızda normalde paylaşmadığımız şeyleri senelerce paylaştıktan, bize göre seçilmiş reklamları defalarca gördükten sonra bazılarımızın Facebook'tan sıkılması, hesabını kapatması ve başka bir hizmetin ortaya çıkmasını beklemesi muhtemel.

Sabah Uykusunun Sorumlusu Bulundu RA


Kalktığınızda vücudunuz sanki halatlarla sımsıkı sarılmış gibi mi? Eklemlerinizde yarım dakikadan uzun süren tutukluklar mı var? Romatoid artrit (RA) hastası olabilirsiniz..

Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği, romatoid artrit (RA) hastalığına karşı "Artık ağrımasın" sloganlı bir kampanya başlattı. Kampanya; ancak son noktada teşhis konulan bu hastalığa karşı bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, sorularımızı yanıtladı: 

ÖMÜR BOYU SÜRER 
Romatoid artrit (RA) nasıl bir hastalık? 
RA; eklem ve eklem çevresindeki bölgeleri etkileyen, tedavi edilmediği takdirde eklemlerde hasar bırakan bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Bilinmeyen bir nedenden dolayı vücut; kendi dokularına, özellikle de eklemlerine karşı savaş açıyor. Hastalık ömür boyu devam etmekle birlikte seyri hastaya göre değişiyor. 

Romatizma ile bir ilgisi var mı? 
RA, eklem romatizmaları içinde en sık görülen hastalıklardan birisidir. RA'yı birçok romatizmal hastalıktan ayıran fark; eklemlerde kalıcı hasara, şekil bozukluğuna ve hareket kısıtlamasına neden olmasıdır. 

Son tedaviler nelerdir? 
RA'nın tüm dünyada tedavisi çok nettir. Amerika ve Avrupa Romatizma Birliği, ortak tedavi önerileri oluşturmuştur. Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği de bu önerileri dikkate alarak kendi tedavi önerilerini oluşturmuştur. Bu hastalığın en etkin tedavisi ilaçla sağlanır. Bu ilaca yanıtsız kalanlarda biyolojik tedavi uygulanmaktadır. 

RA hastası çalışabilir mi?
Son çalışmalarda; erken teşhisle, hastalığın ilerlemesinin durduğu ve yaşam fonksiyonlarının bozulmadığı ortaya çıkmıştır. Bu hastalar normal bir birey gibi çalışabilir. Buna karşılık hastalığın kontrol altına alınamadığı durumlarda, iş gücü kaybının olacağı açıktır. 

RA ihtimalini gösteren erken belirtiler var mı? 
En erken belirtiler el eklemlerindeki ağrı ve sabah tutukluğudur. Hasta kalktığında vücudunu sımsıkı halatlarla bağlanmış gibi hisseder. Zamanla parmaklarda ve bileklerde şişlikler oluşmaya başlar. Hastalığın özelliği; vücudun her iki yarısında bulunan aynı eklemleri birlikte etkilemesidir. Teşhiste kan testi önemlidir. Romatoid faktör (RF) denen antikor, kanda pozitif bulunabilir. Ancak bu antikor hasta olmayan insanların bir kısmında da pozitif bulunduğundan, tek başına tanı koymada yeterli değildir. Bu kişilerin ağrıları olursa, doktora gitmesi gerekir. 


BULAŞICI DEĞİLDİR!
Hastalık bulaşıcı mı? 
Hayır, bulaşıcı değildir. Tamamen kişinin kendi bünyesinin oluşturduğu bir hastalıktır. Romatoid artrit, vücudun özellikle eklem bölgelerindeki dokulara karşı gelişirdiği bir tepkidir. 

Ailesinde romatoid artrit olan birinde, hastalık çıkabilir mi? Yapılan araştırmalarda; ailesinde romatoid artrit hastalığı olanların, RA olma ihtimalinin 2-4 kat daha fazla olduğu görülmüştür. Bu artmış riskin, ortak genetik faktörler ve aynı çevrenin paylaşımı ile ilgili olabileceği düşünülmektedir.

BALIK AĞRIYI AZALTIR, ET ARTIRIR
Bu hastalığa yakalanmamak için neler yapılması gerekiyor? 
Romatoid artritli hastaların çoğu kadındır. Hastalık ise menopoz öncesi dönemde başlamaktadır. Bu durum; bazı kadınlık hormonlarının, bu hastalığın ortaya çıkmasında rol oynadığını düşündürmektedir. Çocuklarını uzun süre emzirmiş olan annelerde, RA daha az görülmektedir. Gebelikten koruyucu ilaçların da hastalık riskini azalttığını gösteren çalışmalar vardır. Sigara kullanımı, bu hastalıkta en güçlü risk faktörü olarak bilinmektedir. Öte yandan zeytinyağı ve balık yağının romatoid artrit riskini azalttığı, kırmızı et ve protein alımının ise eklem ağrılarını artırdığı gözlenmektedir. Eğitim düzeyinin yükselmesinin, riski azalttığına dair çalışmalar da vardır. Romatoid artrit hastalığının nedeni tam olarak bilinmediğinden, hastalıktan tam olarak korunmak da mümkün değildir. Ancak özellikle sigaradan uzak kalmak gerektiği çok açıktır. 

HASTA EKMEK KESEMEZ KAŞIK BİLE TUTAMAZ!
Hasta tedavi olmazsa, hangi risklerle karşı karşıya kalır? 
Zaman içinde eklemin yapısı değişir ve şekil bozuklukları ortaya çıkar. Eklem, normalde yapması gereken fonksiyonları yapamaz hale gelir. Örneğin; hasta kaşık ya da çatal tutamaz, ekmek kesemez ya da kapı kolunu açamaz. Dizindeki ve ayaklarındaki problemlerden dolayı yürümede güçlük yaşayabilir ve ileri dönemlerde tekerlekli sandalyeye bile muhtaç olabilir. 

BİYOLOJİK TEDAVİYLE ŞİKAYETLER AZALIYOR 
Romatoid artrit, kesin olarak tedavi edilebiliyor mu? 
Romatoid artritin kesin tedavisi, yani hastalığın vücuttan tamamen yok edilmesini sağlayan bir tedavi ne yazık ki yok! Ancak hastalığın belirtilerini azaltan veya yok eden, hastalığın ilerlemesini durduran ilaçlar var. Son 10 yıl içinde, RA tedavisi üzerinde büyük gelişmeler oldu. Biyolojik tedavilerle, yani hastalığın temel mekanizmasında ve eklem yıkımında rol oynayan bazı molekülleri engelleyen ilaçlarla, hastalığın seyri oldukça değişti. Gelişmiş ülkelerde romatoid artrit tedavisine yönelik büyük araştırmalar yapılmakta ve yeni biyolojik ilaçlar geliştirilmeye çalışılmaktadır.