Çölün orta yerinde paslanmış gemiler görmek şaşırtıcı olabilir. Ancak bu çölün kısa bir süre öncesine kadar deniz olduğunu bilenler için bu o kadar da büyük bir sürpriz değil.
Kazakistan ile Özbekistan arasında kalan Aral Denizi'nin çevresi, bir zamanlar geçimini balıkçılık ve deniz ticaretinden sağlayan hareketli bir bölgeydi. Sonra birkaç yıl içinde gölün büyük bir kısmı kurudu, balıklar öldü ve geriye de bu paslı gemilerden başka bir şey kalmadı.
Sovyetler Birliği hükümetinin hatalı sulama faaliyetleri sonucu yok olan Aral Denizi, geçmişte yaklaşık 70 bin kilometrekarelik yüzölçümüyle dünya üzerindeki en büyük göllerden biriydi. Hatta bu yüzden "deniz" olarak nitelendiriliyordu. Ancak bugün geriye sadece dört gölcüğe bölünmüş 5 bin kilometrekarelik bir su alanı kaldı.
Sular boşa gitti
Suların pamuk gibi tarım ürünleri yetiştirmek amacıyla sulamada kullanılmasıyla göl küçülmeye başladı. Sulama faaliyetleri 1940’larda başladı. Sulama kanallarının kalitesizliği dolayısıyla, çekilen suların yüzde 50’si ile 75’i boşa aktı.
1960’lı yıllarda su seviyesi her yıl 20 santimetre alçaldı. 1970’lerde durum daha da kötüleşti. Su seviyesindeki kayıplar yıllık yarım metreyi buldu. 1980’lerde alçalma 1 metreye yaklaşırken gölden çekilecek su neredeyse kalmadı.
Göldeki balıklar yavaş yavaş ölürken tarım ilaçlarının suyu zehirlemesiyle durum daha da kötüye gitti.
Eski günlerine dönecek mi ?
2005 yılında başlatılan bir baraj gölü projesiyle Aral Denizi eski görkemli günlerine döndürülmeye çalışıyor. Ancak bugüne kadarki çabaların henüz bu hedefi tutturması mümkün olmadı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un ifadeleriyle “çağımızın en kötü çevre felaketlerinden biri”ni düzeltmek için daha çok çalışılması gerekiyor.
Kaynak; Hürriyet
Shout
0 yorum:
Yorum Gönder