Benim 2012 biraz kötü geçti aslında. En kötü olaylardan iki tanesini söyleyecek olursam birisi babaannemi kaybetmiş olmam diğeri ise daha önce hiç ağrısını çekmediğim, ilk defa yaşadığım taş ağrısı olayı oldu. Grip bile olmayan ben taş düşürdüm yahu. Baş ağrısı, diş ağrısı da kötüdür ama bu taş ağrısı hakikaten hiç bir ağrıya benzemiyormuş. Dikkat edin yani kendinize. Ağrı kesicilerin bile kesmediği bir ağrı. O kadarını söylüyorum.
Bunların dışında not aldığım 16 etkinliğe katılmışım. Bloğumda sık sık yer veriyorum böyle etkinliklere. Hepsine katılamıyorum. Katıldığım 16 'sı söyle;
- ADHere Reklamcılık günleri
- İTÜ EMK E-Pazarlama Eğitimi
- 5. Bilişim Teknolojileri Zirvesi
- 16. İTÜ Sektör Günleri
- İstanbul E-Ticaret Zirvesi
- Şehirlerin Yapılandırılması Sempozyumu
- Bilgi Mayfest 2012
- Özgür Web Teknolojileri Günleri
- Program For Learning Social Media
- GİGED 1. Olağanüstü Dahiler Toplantısı
- Yediuyurlar 2. Diriliş Resim Sergisi
- Yeni Kapının Eskş Gemileri Sergisi
- 4 To 2 Floors ve Segment 2 Sergisi
- Forex Eğitim Semineri
- Kariyerim Bekle Geleceğim
- Enine Boyuna E-Ticaret
Ben böyle etkinliklere katılmayı seviyorum. Hatta ufak bir sertifika koleksiyonum da var :) Çoğu sertifikalı oluyor böyle etkinliklerin. CV 'nize koyabilirsiniz. Sizi bir kaç adım öne çıkaracaktır diğer adaylara göre. Keşke hepsine gidebilsem ama işten fırsat bulamıyorum :) 2012 bu bakımdan en kısır geçen dönemimdi.
50 Kitap...
Koskoca yıl sadece 50 kitap okuyabildim. Yılın başında ve sonunda biraz tabiri caizse kendimi saldığım için böyle oldu :) Aslında yıla başlarken bir hedef de koymamıştım ama 50 sayısı çok az kaldı. Şuan 51. kitabı okuyorum. Bu kitap bir roman kitabı değil. Hatta ilk çıktığında kitabın detaylarını anlatmıştım. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. İnternette görünür olmanın yollarını anlatıyor. Bloğun selameti için arada böyle kitaplar okumak gerek :) Önereceğim kitapların başında da Şah Mat geliyor. Kesinlikle okunması gereken bir polisiye. Ben kendimi hiç bu kadar olayın içinde hissetmemiştim. Okurken ister istemez kendinizi kaptırıyorsunuz. Şah Mat ile ilgili yazıma da buradan ulaşabilirsiniz. Bir de bu 50 kitap arasından öne çıkan emekli Tuğgeneral Osman PAMUKOĞLU 'nun anılarını anlattığı Unutulanalar Dışında Yeni Birşey Yok isimli anı kitabını öneriyorum. Güneydoğu da neler yaşanmış, neler olmuş en ince detayına kadar anlatılmış. Kitapların hepsi güzeldir fakat bu 2 kitap benim çok hoşuma gitmişti. Okuduğum kitaplar listesine de buradan ulaşabilirsiniz.
105 Film...
İşte yazının en keyifli kısmı :) Bu sayı da biraz az kaldı. 120 'yi geçerim diyordum ama olmadı. Film izleme olayı da aynı kitap okuma olayı gibi oldu aslında. Yani bir hedef belirleyip başlamamıştım. Yılın başında hatta neredeyse Ocak ayının tamamında hiç film izlemedim. Sonra nereden çıktıysa bir 120 sayısı belirdi. Bu sayıyı tutturayım dedim. Günde 4 film izlediğim oldu ama 105 'de kaldık. İzlediğim filmlerin listesine de buradan ulaşabilirsiniz.
Aksiyon sevenlere Switch filmini kesinlikle öneriyorum. Eskiler bilir. Çocukluğumuzun yıldız futbolcusu vardı Eric CANTONA : ) İşte bu filmde bir polisi canlandırıyor. Klasik arabalı kovalamacaların aksine bu filmde daha çok koşarak birbirlerini kovalayan polisler ve suçlular var. Filmin konusu da çok ilginç. Dikkat edin siz de bu tuzağa düşmeyin :) Yalnız Switch diye arattığınızda The Switch diye bir filmle karşılaşabilirsiniz. Bahsettiğim film o değil. Hatta ben linkini direk atayım, arama derdinden de kurtarayım sizi :) İşte burada
Benim gibi tarih içerikli filmleri sevenlere de Goya’s Ghosts filmini önerebilirim. Aslında ben isminden korku filmi olduğunu zannederek açmıştım :) Korku filmi izlemek için arattığım da tesadüfen karşıma çıktı. Ama hiç pişman olmadım izlediğime. Rahatlıkla da tavsiye ediyorum. Roma Katolik Klisesi 'nde Hristiyanlığı korumak adına insanlara yapılan işkenceleri konu alıyor. Engizisyon mahkemelerini duyanlar belki vardır. Konusu ona dayanıyor. İtalya, İspanya, Fransa üçgenin de geçen bir film. Bu filmin Türkçe dublajına da buradan ulaşabilirsiniz.
Aslında filmlerin hepsi güzeldi. Hiç birisi için "Zamanım boşa gitti" demedim. Ama bu filmi de önermeden geçemeyeceğim. İsmi; 5 Days Of War Savaş türü bir film. Kuzey Irak ve Amerika 'da yaşananları anlatıyor. Ayrıca filmin konusu gerçek bir konu. Saldırıya uğrayan gazetecileri hepimiz okumuşuzdur. Savaşta ölen savaş muhabirlerine adanmış bir film. İsminden de anlaşıldığı gibi sadece 5 gün süren savaşta ortaya çıkan zararları, ölenleri görünce savaşın iyisi barışın kötüsü olmaz cümlesine daha çok hak vereceksiniz. Film de biraz Amerika şişirilmiş. Yani terörislerin tek derdi Amerika, sadece onlarla uğraşıyorlar, sadece onları öldürüyorlar gibi bir hava yaratılmış. Buna hiç katılmayarak izlesem de hem konusu hem de görselleri güzel bir filmdi. Bu filme de buradan ulaşabilirsiniz...
8743 Tweet...
Bu kadar tweeti hangi ara attım bende bilmiyorum ama bu sayıdan eminim. Çünkü 1 Ocak 2012 'de tweet sayım 7318 'di. Şuan ki tweet sayım 16.061 rakamında. Twitter dünya da 2006 yılında kullanılmaya başlandı ama Türkiye 'de yayılması 2009 'u buldu. Benim twitter 'la tanışmam ise 2010 'un sonlarında oldu. Kullanmaya başladıktan sonra hangi yıl ne kadar tweet attım bilmiyorum ama 2012 başında 7318 sayısından başladığımı biliyorum.
Bir çok konuya ve etikete tweet atmış olmama rağmen aklımda kalan ve çok yararlı olduğumuzu düşündüğüm 2 konu geliyor aklıma. Birincisi Ceyhun YILMAZ 'ın başlatmış olduğu #LÖSEVeAmbulansAlıyoruz etiketiydi. Sanırım 100 'ün üzerinde tweet atmışımdır. Sonuç olarak LÖSEV 'e alınan ambulans da ufacık bir payımız varsa ne mutlu. Diğeri de daha geçen hafta başlayan ve MNG Kargo 'dan destek gören #MinikEllerÜşümesin etiketi. Yardıma muhtaç olan öğrenci arkadaşlarımıza yapacağımız yardımları MNG Kargo ücretsiz olarak taşıyıp teslim etmeyi kabul etti. Buradan bir kere daha teşekkür edelim MNG Kargo 'ya. Tweetlerin çoğu da blog yazılarımın linkleri. Burada yazdığım ve herkesin katılımına açık olan ücretsiz etkinlikleri duyurmam için twitter bir numaralı araç :)
Twitter hesabıma da buradan ulaşabilirsiniz.
179 arkadaş...
Belki de benim en çok merak edilen konum Facebook 'da ki arkadaş sayımdır. Başta Twitter olmak üzere bir çok sosyal ağ hesabını kullanıyor olmama rağmen, twitter 'da 3280 takipçim, 2193 beğenisi bulunan bir facebook sayfam olmasına rağmen (Sayfaya ulaşmak için tık!), bloğuma günde 750 - 850 arası ziyaretçi geliyor olmasına rağmen Facebook 'da ki arkadaş sayım sadece 179 kişi :)
179 kişinin de 12 tanesi rütbeli komutanlarımdan 10 tanesi de askerlik arkadaşlarımdan oluşuyor. Saymadım ama 13 adet de akrabam olduğunu varsayarsak geriye yuvarlak hesap 140 gibi bir rakam kalıyor. Üniversite, lise ve çevremde bulunan arkadaşlarımı çıkarmıyorum bu sayıdan. Nedense insanlar benim 1000 - 1500 arkadaşım olduğunu zannediyorlar. Bu düşünceyi ben mi yaratıyorum, yoksa onlar kendi kendileri mi uyduruyorlar bilmiyorum ama sonuç orta da işte. İnterneti bu kadar aktif kullanıyor olmama rağmen herkesle arkadaş olmadığımın açık göstergesi. Bunu yazmak zorunda değildim ama hakikaten artık canımı sıkmaya başladı bu konu.
Dipnot; Şuan bekleyen ve kabul etmediğim 40 arkadaşlık isteği bulunuyor.
Bunların dışında...
Rakamlarla çok konuştuk yazıyı sonuca bağlayayım artık :) 2012 'de toplam 3211 km yol katedmişim. Arabam şuan 7842 km yapmış görünüyor. Yılın başında bu rakam 4631 'di. Günde 50 barfiks, 50 şınav ve 50 mekik çekmeye çalışıyorum. Ama bunu her gün yapamadığım için hesaplamıyorum. Ama 50 sağ ve 50 sol kol olmak üzere her gün dambıl kaldırıyorum. 2 elim kanda olsa yine kaldırırım o dambılları :) Günde 100 kere kaldırmış oluyorum. 100 x 360 = 36.000 kere de dambıl kaldırmış oluyorum 2012 boyunca. Son olarak da A Milli takımımızın 500. resmi maçına tanık oldum.
Danimarka ile yapılan bu 500. resmi maçı stad da izleme fırsatı buldum. Gidişi gelişi çok da çileli olsa devlet tarafından galatasaray 'a hediy edilen Arena stadına gidip bu maçı izlemek güzeldi. Maçın sonucu ise;
Türkiye : 1 - 1 : Danimarka
65' Nicklas Bendtner (Pen), 69' Mevlüt Erdinç
Bence siz de bir ajanda edinin ve mutlaka bu hesaplamaları yapın :) Güzel oluyor. Şimdi sıra 2013 'de!
Herkese iyi yıllar :)
Yazıyı 31 Aralık 'da gündüz saatlerin de yazdığım için akşama kadar rakamlar değişebilir.
0 yorum:
Yorum Gönder